WEBVTT 00:00:13.487 --> 00:00:16.361 Dirilme fikri hepimize korkunç gelse de 00:00:16.361 --> 00:00:17.516 bilim insanları bunun 00:00:17.516 --> 00:00:19.649 muazzam bir fırsat olabileceğini düşünüyor. 00:00:19.649 --> 00:00:22.570 Elbette zombilerden bahsetmiyoruz burada. 00:00:22.570 --> 00:00:26.189 Ancak bu fırsat, "koelakant" olarak bilinen 00:00:26.189 --> 00:00:28.088 büyük, yavaş hareket eden balıkların 00:00:28.088 --> 00:00:30.388 beklenmedik bir formu olarak karşımıza çıkıyor. 00:00:30.388 --> 00:00:33.242 Bu tuhaf tür, 360 milyon yıl önce yaşıyordu. 00:00:33.242 --> 00:00:36.662 Ve neslinin, 65 milyon yıl önce dinozorları yok eden 00:00:36.662 --> 00:00:40.492 kütlesel yok oluş sırasında tükendiğine inanılıyordu. 00:00:40.492 --> 00:00:45.382 Biyologlar ve paleontolojistlere göre bu canlı, oldukça antik ve büyüleyici 00:00:45.382 --> 00:00:50.265 ancak soyu tükenmiş ve bir daha rastlayamayacağımız bir balıktı. 00:00:50.265 --> 00:00:56.501 Ancak 1938'de Güney Afrika müzesinden küratör Marjorie Courtenay-Latimer 00:00:56.501 --> 00:00:59.571 tarih öncesine ait görünümü olan 00:00:59.571 --> 00:01:01.981 pırıl pırıl mavi balıkları rıhtımda görene dek. 00:01:01.981 --> 00:01:06.895 Bu garip, 1,5 metre uzunluğundaki balığın önemli olduğunu düşünse de 00:01:06.895 --> 00:01:10.960 incelenmesi için onu koruyamadı ama kuruttu. 00:01:10.960 --> 00:01:15.004 Yerel bir balık uzmanı olan J.L.B Smith'e gittiğinde 00:01:15.004 --> 00:01:20.088 Smith ilk bakışta balığın, gerçek bir koelakant olduğunu anladı. 00:01:20.088 --> 00:01:24.640 Ancak tam 14 yıl önce Komor Adalarında canlı bir örneğinin bulunması 00:01:24.640 --> 00:01:27.026 bilim insanlarına 300 milyon yıl boyunca 00:01:27.026 --> 00:01:30.437 neredeyse hiç görülmemiş bir yaratığı yakından inceleme fırsatı verdi. 00:01:30.437 --> 00:01:32.953 Yani yaşayan bir fosil. 00:01:32.953 --> 00:01:36.437 Yıllar sonra Endonezya'ya yakın bir yerde benzer bir tür bulundu. 00:01:36.437 --> 00:01:39.604 Soyunun tükendiği sanılan canlıların aslında halen yaşıyor olması 00:01:39.604 --> 00:01:42.960 bunun, yüzyılın en büyük keşiflerinden biri olduğunu kanıtlamış oldu. 00:01:42.960 --> 00:01:45.937 Ancak aslında koelakantı ilginç kılan şey 00:01:45.937 --> 00:01:48.482 dirilmesi değil. 00:01:48.482 --> 00:01:51.022 Daha da ilginç olanı, genetik ve morfolojik olarak, 00:01:51.022 --> 00:01:54.257 balığın, dört bacaklı omurgalılarla neredeyse diğer tüm balıklardan 00:01:54.257 --> 00:01:56.897 daha fazla ortak noktasının olması 00:01:56.897 --> 00:02:00.264 ve üzerinde çalışması oldukça kolay olan daha küçük genomunun olması. 00:02:00.264 --> 00:02:02.588 Bu da, koelakantın su ve kara omurgalıları ile 00:02:02.588 --> 00:02:04.858 güçlü bir bağının olduğunu ortaya koyuyor. 00:02:04.858 --> 00:02:09.516 Milyonlarca yıl önce sudan karaya geçişin canlı bir kanıtı. 00:02:09.516 --> 00:02:12.576 Bu geçişin sırrı yüzgeçlerde. 00:02:12.576 --> 00:02:17.085 Okyanus balıklarının çoğu ışınlı balıklar kategorisine girerken, 00:02:17.085 --> 00:02:19.991 koelakant, daha kalın yüzgeçlere sahip olup çok daha küçük, 00:02:19.991 --> 00:02:22.181 evrimsel olarak farklı bir grubun parçasıdır 00:02:22.181 --> 00:02:24.417 ve et yüzgeçliler olarak bilinirler. 00:02:24.417 --> 00:02:27.909 Koelakant yüzgeçlerinin altısı uzuvlarımıza çok benzeyen 00:02:27.909 --> 00:02:28.909 kemiklerden oluşur. 00:02:28.909 --> 00:02:31.459 Bir kemik, yüzgeci vücuda bağlar, 00:02:31.459 --> 00:02:33.850 diğer ikisi kemiği yüzgecin ucuna bağlar, 00:02:33.850 --> 00:02:37.329 ve bu uçta küçük, parmak benzeri birçok kemik bulunur. 00:02:37.329 --> 00:02:39.164 Bu yüzgeçler sadece çiftler halinde 00:02:39.164 --> 00:02:41.640 senkronize hareket edecek şekilde yapılandırılmamış, 00:02:41.640 --> 00:02:43.815 aynı zamanda Koelakant, kara omurgalılarında 00:02:43.815 --> 00:02:47.520 uzuv gelişimini sağlayan aynı genetik diziyi bile paylaşır. 00:02:47.520 --> 00:02:50.413 Yani koelakant karada yürümese de yüzgeçleri, 00:02:50.413 --> 00:02:53.705 sağlam, esnek uzantıların yardımıyla bedenlerini karaya çıkaran 00:02:53.705 --> 00:02:55.854 ve karada yürüyebilenler olarak 00:02:55.854 --> 00:02:58.411 evrimsel bir köprü olmuş 00:02:58.411 --> 00:03:02.182 yakın akrabalarının yüzgeçlerine benziyor. 00:03:02.182 --> 00:03:05.400 İşte bu tarih öncesi balık, omurgalıların sudan karaya doğru olan 00:03:05.400 --> 00:03:08.517 evrimsel hareketini açıklığa kavuşturmamızı sağlıyor. 00:03:08.517 --> 00:03:10.698 Milyonlarca yıl boyunca, 00:03:10.698 --> 00:03:14.744 bu geçiş amfibiler, kuşlar ve hatta atalarımız olan memeliler gibi 00:03:14.744 --> 00:03:19.267 tetrapod adı verilen dört ayaklı hayvanların yayılmasına yol açtı. 00:03:19.267 --> 00:03:21.331 Başka bir güçlü ipucu daha var. 00:03:21.331 --> 00:03:24.422 Çoğu balıktan farklı olarak, koelakantlar yumurtlamıyor, 00:03:24.422 --> 00:03:28.189 bunun yerine, tıpkı memeliler gibi yavrularını doğuruyorlar. 00:03:28.189 --> 00:03:32.736 Ve bu tarih öncesi balıklar, 300 milyon yıl önce omurgalıların, 00:03:32.736 --> 00:03:38.003 okyanustan nasıl göç ettikleri hakkında büyüleyici bilgiler sunmaya devam edecek. 00:03:38.003 --> 00:03:40.399 Nihayetinde kendi evrimimizi, hayatta kalmamızı 00:03:40.399 --> 00:03:42.349 ve varlığımıza dayanan bir yolculuk. 00:03:42.349 --> 00:03:46.468 Bugün koelakant, bilimin keşfettiği ve keşfedeceği 00:03:46.468 --> 00:03:48.605 harika gizemlerin bir sembolü. 00:03:48.605 --> 00:03:50.497 Bu balıklar, okyanusun derinlikleri 00:03:50.497 --> 00:03:52.817 ve evrimle ilgili daha öğrenilecek çok şey var. 00:03:52.817 --> 00:03:57.330 Gelecekteki keşiflerin hangi gizli sırları açığa çıkaracağını kim bilebilir ki?