Marcin, hedefinin bir açık kaynak ekonomisi yaratmak olduğunu söylemektedir. Üretimi ve dağıtımı en iyi şekle getiren, bir yandan da çevrenin yeniden canlanmasını ve sosyal adalet sağlayan, etkin bir ekonomi. Şimdi lütfen Marcin Jakubowski'ne, "Değişiklik için Birleşme sahnesine hoşgeldin", diyelim. Teşekkürler, teşekkürler! Benim adım Marcin, Ben Polonya'da doğdum. Ve işte bu da.. Kusura bakmayın.. Siz zaten adımı biliyorsunuz, değil mi? İşte benim doğduğum şehir, memleketim burası. Benim çocuklarım anılarım Polonya'nın tarihini yansıtıyor. Dedem, Polonya'daki gizli örgütündeydi, 2. Dünya savaşı sırasında, Alman trenlerini raydan çıkarmaya çalışırlardı. Büyük annem ise konsantrasyon kampındaydı. Ve benim çocukluğuma ait hatıralarım arasında, diğer tüm çocuklar gibi parkta oynamanın yanı sıra, gıda sırasında beklemek vardı, çünkü yiyecek karne ile veriliyordu. İşte bu günlerde tanklar sokaklarda gezerdi ve bu bir gösteri değildi, Polonya'da, demir perdenin arkasında, sıkıyönetim uygulanıyordu. Fakirliğin çok açık olduğu zamanlardı. Ben on yaşındayken, ailem Amerika'ya taşındı ve burada hayatlarımız değişti, Wisconsin'deki Princeton Üniversitesi'ne gittim, Füzyon Enerjisi üzerine doktorumu yaptım, ancak bir yandan da kaynakların az olduğu ve insanların kaynaklar için mücadele verdiği zamanlarda, meydana gelen korkunç şeyleri düşünmekten vazgeçmedim. İşte bu anılar benim özgürlüğe olan inancımı besledi ve ben gerçek özgürlüğün, en önemli özgürlük cinsinin, insanların bireysel olarak doğal kaynakları kullanabilmesi ve kendisini maddi kısıtlamalardan özgür bırakabilmesi olduğuna inanıyorum. Biz dünyada ne zaman maddi yokluğun olduğunu görsek, buralarda korkunç şeylerin yaşandığını görürüz. Kaynaklar için çatışmalar, zayıflayan ekonomiler, elden ayaktan düşmüş, izole olmuş ve istedikleri hayatı yaşamaya gücü olmayan insanlar... Fakirlik içinde yaşayan nüfusların çoğunlukla, doğal kaynaklarla çevrili olması ironik değil mi? Yani, gün ışığı, kayalar, bitkiler ve toprak gibi, ekonomilerde zenginliği yaratan bu şeylerle çevril olmaları? Bir insanla, doğanın yarattıkları arasındaki engel tamamen insanlar tarafından yaratılmıştır. Şirketler tarafından yaratılmıştır. Örneğin bir köyde, kim paraya erişim sahibidir ya da kim kendi yaşadıkları toprağı sürecek traktörü satan yere gidebilir? Kapitalin dağıtılmasına ait standart sistem, yalnızca kar yapmaya yarayacak kadar yapay kıtlık yaratılabilirse, işlemektedir ve bu dünyadaki normdur. Yani ben önümüzde büyük sorun olduğunu düşünüyorum. Ve bu da, yapay kıtlığa yol açan engellerin üzerinden atlayarak, gerçek özgürlüğü üretmek. Mümkün olduğunca çok sayıda insana, kendi çevrelerinde bollukla bulunan hammadeleri kendi iyiliklerine ve özgürlüklerine çevirebilmeleri için, gerekli know-how'ı ve doğru aletleri vermek. Ve işte bizim henüz çözemediğimiz bu küresel bulmacayı çözmenin yolu, açık kaynak ekonomisinden geçmektedir. Açık Kaynak Ekomomisi, bilginin özgürce ve açıkça gezindiği ve böylece herkesin, ham maddeleri, modern uygarlıkta kullandığımız gündelik malzemelere nasıl çevrildiğine ait temel bilgilere erişim sahibi olması demektir. Bu sayede herkes iyileştirmeler ve yenilikler sağlayabilecek ve ortak bir bilgi havuzuna katkı sağlayabilecektir. Açık kaynağın, hayatımızın her köşesinde yenilikleri hızlandırması şaşırtıcı mıdır sizce? Önce bir kişinin, sonra yüzlerce kişinin, sonra bin kişinin beyninin bir arada çalıştığını hayal edin, sonrasındaysa, kemerlerinize sarılın. Açık Kaynak aslında şu anda gözlerimizin önünde gerçekleşiyor olsa da, bir çok insan, artan yeniliklerin ancak açık işbirliği sayesinde elde edilebileceği savını inkar eden şekilde davranıyor. Patent sistemi, ticaret sırları ve diğer rekabet biçimleri yenilikleri ve ekonomileri yavaşlatıyor. Örneğin geçen sene, Apple ve Google'ın patentler için yaptıkları masrafın, yeni ürünlerin geliştirilmesi ve araştırma için ayırdıkları fondan daha fazla olduğunu biliyor muydunuz? Açık Kaynak, bulutun ve kitle kaynaklı çalışmaların başlamasıyla ve bir çok diğer açık kaynaklı platformun kurulmasıyla birlikte hızlanıyor ve bu gelişmeler, bir sonraki ekonominin, açık kaynak ekonomisi olduğunu aşikar hale getiriyor. Sırf şebeke altyapısında bile, Açık Kaynaklı Linux sunucuları pazar yerini kontrol altına almış durumda. Ve açık kaynaklı bir donanım birliği, projeleri kendi başına yürüten toplulukların, dünya hızında iş yapmalarını sağlıyor. Benim iş stratejist bir arkadaşım bana Açık donanımın pazar yerindeki rekabete girebilip giremeyeceğini değil de, John Deere, Caterpillar ve İngiliz JCB gibi firmaların, insanların ekipmanlara açık yoldan erişim sahibi olmaların sağlayan bizimkisi gibi organizasyonlar tarafından, ne zaman derinden sarsılacağıydı. Ancak eninde sonunda, asıl soru, açık ya da değil, mülkiyet haklarının kazanıp kazanmayacağı değil. Basit soru şu: Biz, verimli bir ekonomi istiyor muyuz? Yenilikleri hızlandıran ve geleceği mümkün olduğunca çok insan için mümkün olduğunca çabuk bir biçimde sürdürülebilir hale getiren bir ekonomi? Ben, çiftlikte horozlarla beraber uyandığım her sabah, bu soruya "evet" cevabını veriyorum. Ben bundan 8 yıl önce, Açık Kaynak Ekoloji kavramını, yapay kıtlığa panzehir olarak geliştirdim. Açık Kaynak Ekolojisini, sosyal bir şirket olarak kurdum. O halde bu verimli ekonomi neye benzemektedir? Bu ekonomi yerel olarak işletilir ve tamamen özerktir, bir yandan da küresel tasarımları ve bilgiyi paylaşır ve kullanır. Bu ekonomi yenilikleri hızlandırır, verimli çalışma ortamı yaratır, doğal kaynakları, iş gücünü ve sermayeyi bağımsız hale getirir, kendini mikro şekilde fonlayan üretimi sayesinde, problemlerin ortaya çıktıkları anda çözülmelerini sağlar, ayrıca kopyalanabilen, esnek ve ekonomik bir ekonomidir. Toprağa, ondan aldığından fazlasını geri verir. Ve en önemlisi de, hayatımızda tekrar zaman sahibi olmamızı sağlar. Ben bu model hakkında çok heyecanlıydım. Üretimin çapının, küreselden yerele indirilerek daraltılmasının, dünyadaki kaynaklara ilişkin çatışmaları, fakirliği, açlığı sonlandırabilme ihtimali yaratabileceğini hayal edebiliyordum. Ve kişisel seviyede, bunun daha da derin bir etki sağlayabileceğini görebiliyordum. Kişisel özerklik hayatımızın, mahallelerimizin ve dünyanın kontrolünü tekrar elimize almamızı sağlayacaktı. Ve artık eğer zaman açısından özgürleşebilirsek, işte bu zamanı dünyanın geri kalanıyla ilgilenmeye harcayabilirdik. Bu Daniel Pinks'in şu kavramını desteklemektedir: " İçsel motivasyon, bizim kendimizden yüksek bir emelle paralel olarak, bir konuda uzmanlaşabilmemizi sağlayan özerklik cinsidir." İşte insanlar böyle hissedebildiklerinde, kişisel ve politik etkiletişimimizi belirleyen anahtar belirleyiciler, para ve güç olmayı keser, ve ahlak kuralları ve bilgelik bir sonraki güç haline gelir. Özerklik, bir şirketin, bir kapsamlı ekonominin ölçeğinin küçük ölçeğe geçirilmesi ve bu bağlamda, bu ölçeğin toprak parcelinden oluşmasıdır. Yapay maddi kıtlık nedir? Aslına bakarsanız, bizim modern yaşam standartları olarak tadını çıkardığımız tüm zenginlikler, kayalardan, topraktan, gün ışığından, bitkilerden ve sudan elde edilmektedir. Ve bunlar bollukla mevcuttur. Ancak toplumun üretici mekanizması bunları nadir hale getirir. Ve bu nadirlik durumu yapaydır. O halde biz mümkün olan en yoğun üretim bilgisini ve metotlarını, en küçük işlevsel ölçeye uygulayabilirsek, işte bu küresel sistemlere bağımlılığın sonu olacaktır. Ve bu dijital çağın başlaması sayesinde mümkün hale gelmiştir. Bu, D.F. Schumacher'in şu sözünün yerine gelmesi anlamına gelecektir: " Toplumsal organizasyon, belirli bir ölçeğe ulaştıktan sonra yıkılacaktır." Bu, Gandhi'nin ekonomik teorileriyle uyumludur, Buckminster Fuller'ın *silahlanmadan yerine insanlaşma* kavramıyla uyumludur, Martin Luther King'in insanların, insani kanunlarının üzerinde bir kanunla idare edilmesi arzusuyla uyumludur. Politik hukuk sistemleri ekonomi temellidir ve iyi bir ekonomideki kaynaklar, iyi idareler anlamına gelir. Bu yüzden *yüzde yüz verimlilik ve şeffaflık taşıyan üretkenlik* olarak tanımlanan bir özerlik, bize yüksek emel taşıyan bir konuda uzmanlaşma özgürlüğü sağlayacaktır. Özerklik bize ahlak kurallarına uyabilme özgürlüğü verir, çünkü bizim artakalan bilişsel becerilerimiz, hayatta kalabilmemizin ötesine bakabilmemizi sağlar. O halde bu projeyi hayata geçirmek için, ben plazma fizikçisi teoretik tebeşir tahtamı sattım ve yerine bir traktör aldım, sonra da Missouri'de kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde işe gitmeye başladım. Sonra traktörüm bozuldu. Ben de tamir ettirmek için para ödedim. Sonra yine bozuldu. Bir süre sonra, ben de meteliksiz kaldım. O zaman fark ettim ki, benim bir çiftlik ya da mahalle yaratabilmem için gerekli olan düşük maliyetli araçlar, mevcut değildi. Aha! O halde, bazı araçlara sahip olmak şarttı. O zaman ben açık kaynaklı ekonominin temel kavramlarına ulaşmaya başladım. Ardından, Küresel Köy İnşaası Seti'ni inşa ederek, bu araçları üretmeye çalıştık. Bu set, modern rahatlıkları sağlayan ufak bir uygarlık yaratmak için gerekli olan 50 endüstriyel makineden oluşmaktaydı. Biz endüstriyel stardartları aldık, onları basit, açık kaynaklı, modüler, dayanıklı şekilde tasarlanmış, endüstriyel standartlarda, hatta bazen standartların üzerinde olan ve normal fiyatlarının çok altında mal edilen ürünlere çevirdik. Daha detay vermek gerekirse, bizim makinelerimiz piyasa fiyatın beşte biri fiyatında, bir yandan da, sadelik, modülerlik ve dayanıklılık özelliklerine sahip, bu sayede kullanım süresi boyunca, piyasa ürünlerine kıyasla 50 kez daha düşük maliyetli. Bizim metodumuz, işbirliğiyle üretim yapmak. İş modelimizse, diğer insanların bizim şirketimizi kopyalamalarına yardım etmek ve amacımız karşılıklı olarak garantilenen bir maddi bolluk. Bizim setimizin özelliklerinden biri, 12 metrelik bir konteynere sığdırılabilmesi ve endüstriyel ekonomiye sahip olmayan bir yere konuşlandırılarak, kaba topraktan tamamen modern bir ekonomi sistemi kurabilmesi. Ve bu, yalnızca on iki kişiyle, yalnızca yerel kaynaklar kullanılarak ve günde yalnızca 2 saatlik çalışmayla mümkün. Bu, kulağa şok edici geliyor değil mi? Ya da imkansız? Bizim yaşayış ve düşünüş tarzımıza ters düştüğü kesin. Hayat boyunca deli gibi çalışarak, hayatın konforlarını güvence altına almaya çalıştığımız yaşayışımıza... Belki şu anda kendinizi bir traktör inşa ederken, ya da bir küçük ev inşa ederken ya da tuğla presi makinesi inşa ederken hayal edemiyor olabilirsiniz. Ancak siz korkup kaçmadan önce, size şunu söyleyeyim: Siz bunları inşa etmek zorunda değilsiniz. Biz inşa edebiliriz. Ben ve belki bir düzine insan, belki bu odadaki bir kaç kişi.. Sizi bu deneye davet ediyorum. Öncü kişiler bir patika yol açacak, Ve tek bir veri noktası ihtimali, insanların nelere kadir olduğunu gösterecek ve dünyanın dört bir yanında kopyalanmaya hazır hale gelecek. Ve herşey ufak bir topluluk ölçeğinde başlayacak. Şimdi size bu işin fiziksel gerçekliklerini anlatayım. Biz bundan yaklaşık 6 sene önce, topraktan başladık. Ve işte böyle bir tesis kurduk. Şu anda traktörler inşa ettiğimiz, tuğla presleri yaptığımız, 370 metre karelik bir inşaat tesisine sahibiz. Ve bu inşaat tesisini de kendi ürettiğimiz araçlarla yaptık. Ayrıca, 280 metre karelik de bir yaşam alanı inşa ettik ve şimdi üretimimizi optimize ediyoruz. Şu anda, deneyimsiz 6 kişi, tesislerimizde birinin onlara önderlik etmesiyle 4 günde bir tuğla presi üretebiliyor. Bunu daha bir kaç hafta önce gerçekleştirdik. Şimdiki hedefimiz, bu süreyi bir güne indirmek. Ve işin ekonomi kısmı... Ciddi ekonomik gelirler elde edebiliyoruz, örneğin günde 5000 $ gibi. Çünkü materyaller 4000 $ ediyor, ürünse 9000 $'a satılıyor. İşte bu görüntüde, CNC kesim masasını çalıştırır hale gelirken bizi görebilirsiniz. Biz, özel fabrikasyonumuzun ve metal kesimimizin ana parçası olan, demircilik makinemizi inşa ettik. kendi delgi makinamızı, ağır iş matkap tezgahımızı, demir testeremizi, cnc devre makinamızı yaptık ve gittikçe verimli hale geliyoruz. İki günlük bir süre içinde, bastırılmış toprak tuğlasından yapılmış, 3.5 x 3.5 metrekarelik birimlerden oluşan, çifte tuğlalı duvarları olan ve saman izoleli, yaşam üniteleri kurmayı hedefliyoruz Hendek açabiliyoruz, traktörümüzle kazı yapabiliyoruz, ve açık kaynak, ölçülü testere katrağımızı yeni yeni kullanıma soktuk. Ayrıca başka makineler de inşa ettik, örneğin bu küçük traktör gibi, büyük kırpıcı, hendek kazma makinası, hidrolik güç birimi, keyline tasarımlı saban, ve toprak püskürtücüsü. Daha bu işin çok başındayız. Ve her gün, daha öğrenecek çok şey olduğumuzu hatırlıyoruz. Ancak nereye doğru ilerlediğimizi biliyoruz. İşte bu, Açık Kaynak Ekomomisi'dir. İşte şu anda planımız şudur: Başta, 50 tane, Küresel Köy İnşaat Seti geçiştireceğiz. Şu anda altyapımızı, işbirliği ve gelişime açacak şekilde yeniliyoruz. Böylece 2014-2015 senesinde, gerçek hızlı gelişime başlayabiliriz. Ve sizin görmüş olduğunuz tesiste, ayda 80.000 $ kazanabileceğimizi göstermeyi hedefliyoruz. Bunu ürün satışlarıyla ve işbirlikli üretimle yapacağız. Ayrıca bu operasyonu, kolaylıkla kopyalanabilir hale getirmek istiyoruz. Sonra da bu tür tesisleri delicesine çoğaltabiliriz. İşte bu paketin, iş geliştirme kısmı böyle işliyor. İş, insanlara modüllerin nasıl inşa edildiğini öğretmekle başlıyor ki bu insanlar dünyanın dört bir yanında, OSE İnkübatörü adı verilen okullarda, iki sene boyunca yoğun pratikli bir eğitim sunacaklar. Ve bu dağıtımlı şirket modeli, eğitimin içinde girişimciliğin de dahil edilmesi gerektiği inancını da hayata geçirmekte. Sonrasında, dünya çapında 144 inkübatör okul kuracağız ve ilk 12 öğrenci, ardından kendi 12 öğrencisine hocalık edecek. Küçük ve idaresi kolay sınıflar olacak, sınıflardaki öğrenci sayısını ufak tutacağız. Ve bu inkübatörlerin her biri ayrıca önemli bir araştırma ve geliştirme kolunu da içerecek böylece dünya çapında, inanılmaz bir açık kaynaklı ürün geliştirme boru hattı inşa edilmiş olacak. Sonra da bunu, McDonald's gibi kopyalayabiliriz. Yani değişim modeline göre, bu verimli Açık Kaynaklı üretim sayesinde ürünlerin kullanım ömrü göze alındığında, endüstri standartlarının 50'de 1'i fiyatına üretim yapılabilir. Bizim markamızın amacı, tamamen güvenilir üretim yapmak. Eğitim modelimiz, girişimciliğin değişim gücü olmasını kapsar. Özerk altyapımız, sabit masrafları sıfırlamaktadır ve verimli şirket modelimiz, en iyi uygulamaların, şirket eğitiminin ve özerk işletmenin bir kombinasyonudur. Ve biz bu modeli büyük ölçekte kopyalamaktan bahsediyoruz. Bizim açık kaynak ekonomisini hayata geçirebilmemiz için, bunu büyük ölçekte uygulamamız ve merkezsizleştirilmiş ve tabii ki, iyi kalite üretim sağlamamız gerekir. Bu bir politik ideoloji değildir. Ben yalnızca verimli bir şirket modelinden bahsediyorum. İçinde, geleneksel ölçek kavramının anlamını kaybettiği ve yeni ölçek kavramının, ekonomik gücü yaygınca dağıtabilmemiz, anlamına geldiği bir model. Bizim başarı ölçümüz ise, Küresel Köy İnşaası Setleri'inin ve bu anlayışın bağımsız olarak kaç kere kopyalandığı. Bu şema, bizim 2008 ile 2012 arasında neler başardığımızı gösteriyor. Topluluk kurulduğundan beri 62 prototip ürettik. 2011 senesinde ilk kopyalama gerçekleşti. Teksas'ta biri, bizim açık kaynak planlarımızı kullanarak, bizden bağımsız olarak tuğla presini kopyaladı. Ve bu sene 13 kopyalama daha gerçekleşti. Yani büyüme yolundayız. Bunun ayrıca sosyal bir boyutu da var bu da, bir grup bağımsız insanın dünyanın farklı yerlerinden tasarımları yapmasını, yani küreseli işbirliğini nasıl düzenlersiniz? Biz bu işbirliğini basit bir kaç araç kullanarak yapıyoruz: wikilerle, google doclarla, skectchupla ve giriş sıkıntısı yaşanmayan diğer açık kaynak araçlarını da kullanıyoruz. Bu sayede isteyen herkes bu süreçte yer alabiliyor. Biz bu sürece, OSE şartnamelerini uygulayarak başlıyoruz, yani sadelik, kullanım ömrü boyunca dayanıklılık, modülerlik ve üretime uygun tasarım. Biz tasarımı sade tutmak için, modülerliğe önem veriyoruz. Yani Lego bloklarında olduğu gibi modül üzerine modül inşa edebiliyorsunuz. Bu model tabii ki inşaatta kolaylıkla uygulanabiliyor ancak elektronik eşyalara da uygulanması mümkün. İnsanların fişe takıp gündelik hayatta kullanabilecekleri elektronik kitleri bir sonraki aşamaya taşıyarak, güç elektroniğine geçiriyoruz. Mesela, endüksiyon fırınları, eviriciler, kaynak makineleri ve benzer elektronik cihazlar inşa ediyoruz. Bunu, işbirlikli üretim sayesinde yapıyoruz. Ve daha önce de belirttiğim gibi, hedefimiz 1 günde, 8 kişi kullanarak, bir adet tuğla presi yapmak. En son bu, 4 günümüzü almıştı. O halde, şimdi neredeyiz? Organizasyonumuzu ölçeklendiriyoruz, gruplara sokuyoruz, tekrar düzenliyoruz, Hayallerimizi somut hale getirme aşamasındayız. Bundan iki yıl önce, ayda 1500 Dolar'lık bir bütçemiz vardı, şimdiyse elimizde 500.000 $'lık bir sermaye var. Bir takım oluşturuyoruz, strateji, yapı ve süreci yaratıyoruz ayrıca büyümenin sancılarını da çekiyoruz; insanları işe almak her zaman kolay değil. Özellikle de uzaktan tasarım yapan insanları, ya da tesiste tam zamanlı çalışacak kişileri ya da belirli bir proje için zamanını ayıran gönüllü insanları... Ben sizlerin de başvurmanızdan memnuniyet duyarım. Bizim işimiz dünyamızı tekrar yaratmak. Ekonomilerimizi temizleyerek, diğer insanların hakkını çalmak zorunda kalmamak. Kendi mahallelerimizde bu üretimi gerçekleştirmek. Ben özellikle de sizler vasıflı mühendisseniz, emekli bir yöneticiyseniz ve bu dünyada bir değişiklik yapmak istiyorsanız, başvurun, derim. Eğer henüz yapmadıysanız, TED'deki konuşmamı izleyin, derim. Epey popüler de oldu, şu ana kadar bir milyon kişi seyretmiş. Ya da bizim uygarlık başlatma kitimizin bir kopyasını bilgisayarınıza indirebilirsiniz, şimdi 0.01 versiyonu da mevcut. Bura da, traktör, tuğla presi, püskürtücü ve güç birimi nasıl yapılır, onlara ait planlar var. Bunları kendiniz inşa edebilirsiniz. Belgelere ait videolar ve CAD, hepsi orada. Ayrıca bizi desteklemek isterseniz, ayda 10 Dolar bağış verebilirsiniz. Şu anda yaklaşık 350 kişi, bizi ayda 10 ila 100 Dolar arasındaki meblağlarla destekliyorlar. Kevin Kelly tarafından gerçekleştirilen, *1.000 gerçek hayran*", konseptinin bir ürünü. Sonra benimle de konuşun. Benim, takımımızın, süreç gelişimine ilişkin olarak stratejik bir incelemeye ihtiyacımız var. Ayrıca teknik ve operasyonel açıdan da incelemeye ihtiyacımız var. Yani kimse bize, dünyanın ilk Açık Kaynaklı Uygarlığı'nı inşa etmenin kolay olacağını söylememişti. Ancak doğru sosyal süreçle, bu zevkli olabilir. Hepimiz, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için yapabileceklerimizin sınırlarını test ediyoruz. Teşekkürler. ose Arjantin tarafından yazılar yazdı.