Tayvan'da doğdum. Farklı türde hırdavat dükkânlarının arasında büyüdüm ve gece pazarlarına gitmeyi severim. Gece pazarlarının enerjisini seviyorum, renkleri, ışıkları, oyuncakları ve her gittiğim seferde bulduğum beklenmedik şeyleri, pipet antenli karpuz veya mohikan saçlı yavru köpekler gibi şeyler. Küçükken oyuncakları parçalarına ayırmayı severdim, evin içinde bulduğum herhangi bir çeşit oyuncağı, mesela evde olmadığında erkek kardeşimin hava tüfeğini. Aynı zamanda insanların keşfedip oynaması için ortamlar yaratmayı sevdim. İlk enstalasyonlarda, plastik tabakaları, plastik torbaları ve hırdavatçıda ya da evin içinde bulduğum şeyleri kullanırdım. Fosforlu kalem gibi şeyleri alıp suyla karıştırırdım, plastik borulara pompalardım, insanların içinden geçip eğlendiği parlak dolaşım sistemleri yaratırdım. Bu materyalleri görünüşleri, hissettirdikleri ve çok ucuz olmaları sebebiyle seviyorum. Aynı zamanda vücudun parçaları ile çalışan cihazlar yapmayı da sevdim. Kamera LED lambasını ve esnek bir halat alıp belime bağlardım, göbek deliğimi kameraya çekerdim, farklı bir perspektif bulup ne yaptığına bakardım. (Gülüşmeler) Aynı zamanda ev aletlerini değiştirmeyi severim. Bu otomatik bir gece lambası. Bazılarınızın evinde olabilir. Işık sensörünü çıkarıp, uzatma kablosu ekler ve oyun hamuru ile televizyona yapıştırırdım ve sonra gözümü kameraya çekerdim, gözümün koyu kısmıyla sensörü kandırarak gece olduğunu sanmasını sağlardım, böylece ampül yanmış olurdu. Gözün beyaz kısmı ve göz kapağı da sensörü gündüz vakti diye kandıracak ve ışıkları söndürecekti. Daha farklı tipte gözler toplamak istedim, bu yüzden bisiklet kaskı, birkaç lamba ve televizyon seti kullanarak bu cihazı yaptım. Diğer insanların kaskı giyip gözlerini kaydetmesi daha kolay olurdu. Bu cihaz diğer insanların gözlerini sembolik olarak görüntülememe izin veriyor, böylece diğer heykellerimde kullanmak üzere değişik çeşitte gözler oluyor. Bu heykelin dört gözü var. Her bir göz farklı cihazı kontrol ediyor. Bu göz televizyonda kendi etrafında dönüyor. Bu göz plastik bir tüp şişiriyor. Bu göz diğer bir parçanın yapılmasının videosunu seyrediyor. Ve iki göz de parlayan suyu aktif hâle getiriyor. Bu parçaların çoğu daha sonra dünyanın dört bir yanındaki müzelerde, bienallerde, trienal sergilerinde gösterilmektedir. Bilim ve biyolojiyi seviyorum. 2007'de Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi'nde araştırma bursuyla okyanustaki biyoparlak organizmaları araştırıyordum. Bu hayvanları seviyorum. Görünüşlerini, hissettirdiklerini seviyorum. Yumuşaklar, kayganlar ve ya eş bulmak, kendini korumak veya yiyecek bulmak için çevrelerindeki ışığı kullanma biçimleri beni büyüledi. Bu araştırma pek çok yönde çalışmalarıma esin kaynağı oldu, hareket veya farklı ışık kalıpları gibi şeyler. Böylece stüdyomda bir sürü farklı türde materyali toplamaya ve öylesine deneyler yapmaya başladım, onu denedim, bunu denedim ve ne türde yaratıklar ortaya çıkarabilirim diye gördüm. Bir sürü bilgisayar soğutma fanı kullandım ve bir nevi onları biraraya koyup ne olduğuna baktım. Bu, farklı türde yaratıklardan oluşan 8.000 fit-kare büyüklüğünde bir enstalasyon, bazıları tavandan sarkıyor, bazıları ise yerde duruyor. Uzaktan uzaylıya benziyorlar, ancak yakından bakınca hepsi siyah çöp torbalarından veya Tupperware kaplarından yapılmış. Size sıradan şeylerin nasıl büyülü ve harika bir hâle geldiğini göstermek istiyorum. (Alkış) Teşekkürler. (Alkış)