1 00:00:02,014 --> 00:00:03,976 Ne zaman hayaller hakkında düşünsem, 2 00:00:04,000 --> 00:00:05,876 çoğunuzun yaptığı gibi 3 00:00:05,900 --> 00:00:07,585 aklıma bu fotoğraf gelir. 4 00:00:08,838 --> 00:00:12,899 Neil Armstrong'un ay kapsülünden inip 5 00:00:12,899 --> 00:00:16,144 Ay'ın yüzeyine adım atışını izlediğimde, sekiz yaşındaydım. 6 00:00:17,454 --> 00:00:20,684 Daha önce onun gibi bir şey görmemiştim 7 00:00:20,708 --> 00:00:22,946 ve o zamandan beri de görmedim. 8 00:00:24,319 --> 00:00:28,643 Ay'a tek ve basit bir sebepten gittik: 9 00:00:28,643 --> 00:00:32,978 John Kennedy, bizi bir zaman sınırına bağlamıştı. 10 00:00:32,978 --> 00:00:35,470 Zaman sınırının yokluğunda, 11 00:00:35,494 --> 00:00:37,501 hâlâ hayalini kuruyor olurduk. 12 00:00:39,209 --> 00:00:43,901 Leonard Bernstein, büyük başarı için iki şeyin gerekli olduğunu söyledi: 13 00:00:43,901 --> 00:00:47,376 Bir plan ve yetersiz zaman. 14 00:00:47,386 --> 00:00:50,496 (Kahkahalar) 15 00:00:51,851 --> 00:00:56,369 Zaman sınırları ve bağlılıklar, 16 00:00:56,369 --> 00:01:01,382 Apollo'nun muhteşem ve kaybolmakta olan öğretileridir. 17 00:01:02,514 --> 00:01:07,468 "Aya roket fırlatma" kelimelerine anlamını veren kavramlardır. 18 00:01:07,498 --> 00:01:12,244 Dünyamız, Apollo boyutunda hayalleri başarabilecek, 19 00:01:12,244 --> 00:01:16,048 cüretkâr zaman sınırları vermeye istekli liderlere 20 00:01:16,048 --> 00:01:20,248 yeniden muhtaç durumda. 21 00:01:22,368 --> 00:01:23,891 Hayaller hakkında düşündüğümde, 22 00:01:23,891 --> 00:01:27,958 LA ve Stonewall'deki eşcinselleri ve gerçekten tehklikeli olduğu zamanlarda 23 00:01:27,958 --> 00:01:30,331 her şeylerini riske atıp 24 00:01:30,331 --> 00:01:33,671 toplum önüne çıkan milyonlarca insanı düşünürüm 25 00:01:33,671 --> 00:01:37,382 ve Beyaz Saray'ın gökkuşağı renkleriyle aydınlanan bu fotoğrafını, 26 00:01:37,412 --> 00:01:38,570 evet -- 27 00:01:38,594 --> 00:01:44,337 (Alkışlar) -- 28 00:01:44,337 --> 00:01:46,367 Amerika'nın gey ve lezbiyen vatandaşlarının 29 00:01:46,367 --> 00:01:47,909 evlenme hakkını kutlayışını. 30 00:01:47,909 --> 00:01:52,156 18 yaşında ve gey olduğumun farkına varmaya başladığım zamanlarda 31 00:01:52,180 --> 00:01:54,908 ve bu yüzden ülkemden ve hayallerimden 32 00:01:54,932 --> 00:01:57,922 uzaklaştığım zamanlarda, 33 00:01:57,932 --> 00:02:04,053 en gerçek dışı rüyalarımda bile hayalini kuramayacağım bir resimdir. 34 00:02:05,956 --> 00:02:09,210 Ailemin asla sahip olabileceğimi 35 00:02:09,234 --> 00:02:13,257 düşünemediğim bu fotoğrafını düşünürüm -- 36 00:02:13,281 --> 00:02:19,137 (Alkışlar) -- 37 00:02:19,137 --> 00:02:22,087 ve çocuklarımızın ellerinde tutuğu Yüce Divan kararı hakkındaki 38 00:02:22,087 --> 00:02:26,852 yayınlanabileceğini hiçbir zaman hayal edemediğim bu başlığı. 39 00:02:28,517 --> 00:02:34,309 Eşcinsellerin ve astronotların cesaretlerine daha çok ihtiyacımız var. 40 00:02:34,319 --> 00:02:36,645 (Kahkahalar) 41 00:02:36,669 --> 00:02:39,342 (Alkışlar) 42 00:02:39,366 --> 00:02:42,732 Ama birden fazla boyutta düşünme 43 00:02:42,732 --> 00:02:44,842 ihtiyacımız hakkında konuşmak istiyorum. 44 00:02:44,842 --> 00:02:50,272 Çünkü Apollo hakkında 8 yaşındayken bilmediğim bir şey vardı 45 00:02:50,272 --> 00:02:55,103 ve gökkuşağı renkleri üzerinde örgütlenme ile ilgili bir şey vardı. 46 00:02:55,699 --> 00:03:00,802 Orijinal Mercury, Gemini ve Apollo programlarına katılan 30 astronotun 47 00:03:00,802 --> 00:03:04,310 sadece yedisinin evliliği ayakta kalabildi. 48 00:03:05,699 --> 00:03:09,494 Astronotların ayda sektikleri meşhur görüntüler 49 00:03:09,498 --> 00:03:13,510 dünyadaki alkolizm ve depresyonu gizliyordu. 50 00:03:14,907 --> 00:03:17,517 Trappist keşişi Thomas Merton, 51 00:03:17,541 --> 00:03:19,956 Apollo döneminde şunu sordu, 52 00:03:19,980 --> 00:03:23,896 "Aya yelken açarak ne kazanabiliriz ki, 53 00:03:23,920 --> 00:03:30,427 bizi bizden ayıran uçurumu aşamazsak?" 54 00:03:31,561 --> 00:03:34,372 Evlenme hakkıyla ne kazanabiliriz ki, 55 00:03:34,396 --> 00:03:37,539 çoğu zaman bizi sevgimizden koparan 56 00:03:37,563 --> 00:03:42,089 duygusal mesafeleri ve huysuzluğu aşamazsak? 57 00:03:42,596 --> 00:03:44,581 Sadece evlilikte de değil. 58 00:03:45,120 --> 00:03:52,234 En kırıcı, yıkıcı, 59 00:03:52,234 --> 00:03:56,449 trajik iç çatışmaları LGBT'de, AIDS'te, 60 00:03:56,449 --> 00:03:59,873 göğüs kanserinde ve kâr amacı olmayan eylemlerde gördüm, 61 00:03:59,873 --> 00:04:01,727 hepsi de sevgi adınaydı. 62 00:04:02,898 --> 00:04:07,635 Thomas Merton ayrıca azizler arası çatışmalar hakkında şöyle yazmıştı: 63 00:04:07,635 --> 00:04:13,692 "Çağdaş şiddetin, idealist insanın kolayca 64 00:04:13,692 --> 00:04:18,041 yenik düştüğü yaygın bir hâli vardır: 65 00:04:18,065 --> 00:04:20,906 Eylemcilik ve mesai. 66 00:04:21,414 --> 00:04:26,191 Eylemciliğimizin taşkınlığı, barış için yaptıklarımızı etkisizleştiriyor. 67 00:04:26,215 --> 00:04:31,653 Kendi içimizdeki barış kabiliyetimizi yok ediyor." 68 00:04:32,041 --> 00:04:37,502 Çoğunlukla hayallerimiz, belirsiz bir gelecekte bölümlere ayrılmış 69 00:04:37,526 --> 00:04:39,383 saplantılara dönüşüyor. 70 00:04:39,383 --> 00:04:43,502 Bu, şu anda hayatlarımız için hazır olma kabiliyetimizi yok ediyor. 71 00:04:44,926 --> 00:04:48,676 Gelecekteki veya başka bir ülkedeki 72 00:04:48,676 --> 00:04:50,949 insanlık için daha iyi bir hayat hayalleri, 73 00:04:50,949 --> 00:04:54,973 bizi, tam bu an yanı başımızdaki 74 00:04:54,997 --> 00:04:56,910 güzel insanlardan yabancılaştırıyor. 75 00:04:58,481 --> 00:05:01,640 Gelişimin bir bedeli diyoruz kendi kendimize. 76 00:05:01,664 --> 00:05:03,077 Aya gidebilirsiniz 77 00:05:03,101 --> 00:05:07,115 ya da aile hayatınızda denge olabilir. 78 00:05:07,679 --> 00:05:12,038 Aynı anda bu boyutların ikisinde de hayal kurmayı idrak edemiyoruz. 79 00:05:12,038 --> 00:05:15,761 Konu duygusal hayatımıza gelince 80 00:05:15,761 --> 00:05:18,555 çıtayı dengeliden daha yükseğe çıkarmıyoruz. 81 00:05:18,579 --> 00:05:21,935 Bu yüzden birbirimizle konuşma teknolojimiz 82 00:05:21,935 --> 00:05:24,325 dikey bir yol aldı. 83 00:05:24,325 --> 00:05:28,058 Birbirimizi dinleme ve anlama yeteneğimiz 84 00:05:28,058 --> 00:05:29,362 hiçbir yol alamadı. 85 00:05:31,236 --> 00:05:35,670 Bilgiye ulaşımımız tavan yapmış durumda, 86 00:05:35,670 --> 00:05:39,300 neşeye ulaşımımız ise yerlerde. 87 00:05:41,442 --> 00:05:47,314 Ama bu fikir, şimdiki zamanımız ile geleceğimizin aynı anda var olamaması, 88 00:05:47,338 --> 00:05:51,334 eyleme geçme potansiyelimizi gerçekleştirmek için 89 00:05:51,358 --> 00:05:54,521 derin var olma potansiyelimizi teslim etmek zorunda olmamız, 90 00:05:54,545 --> 00:05:58,456 bir devre üstündeki transistörlerin ikişer ikişer katlanabildiği, 91 00:05:58,480 --> 00:06:02,782 fakat şefkat, insaniyet, sükûnet ve sevgi kapasitemizin 92 00:06:02,806 --> 00:06:04,884 bir şekilde sınırlı olması, 93 00:06:04,908 --> 00:06:07,874 hatalı ve boğucu bir seçim. 94 00:06:10,237 --> 00:06:12,049 Şimdi, size basit bir şekilde 95 00:06:12,073 --> 00:06:17,701 ilham vermeyen daha fazla iş-hayat dengesi fikri sunmuyorum. 96 00:06:19,541 --> 00:06:22,674 Bunu yaparken aklım hep başka yerde olursa, evde çocuklarımla 97 00:06:22,674 --> 00:06:25,263 daha fazla vakit geçirmemin bana ne faydası olur? 98 00:06:26,600 --> 00:06:28,565 Farkındalıktan da bahsetmiyorum. 99 00:06:28,589 --> 00:06:32,961 Farkındalık, birdenbire verimliliği arttırmak için bir araca dönüşüyor. 100 00:06:33,973 --> 00:06:36,290 (Kahkahalar) 101 00:06:36,314 --> 00:06:37,466 Değil mi? 102 00:06:37,490 --> 00:06:40,434 Aynen teknolojide ve endüstride yaptığımız gibi, 103 00:06:40,458 --> 00:06:45,219 var olduğumuz boyutta da 104 00:06:45,243 --> 00:06:47,727 cesurca hayal etmekten bahsediyorum. 105 00:06:47,751 --> 00:06:51,735 Karşılıklı ağlayabilmemizi sağlayan korkusuz güvenilirlikten, 106 00:06:52,536 --> 00:06:55,528 maskelerimizi çıkartmamızı ve gerçek olmamızı sağlayan 107 00:06:56,298 --> 00:07:01,826 kahramanca tevazudan bahsediyorum. 108 00:07:01,850 --> 00:07:04,375 Birbirimizle olamamak, bizim yeteneksizliğimiz. 109 00:07:04,399 --> 00:07:08,733 Kongresel çıkmazlardan tutun ekonomik zalimliğe kadar 110 00:07:08,757 --> 00:07:12,051 her şeyden önce çılgınca çözmeye çalıştığımız bu problemlere yol açan 111 00:07:12,075 --> 00:07:15,375 karşılıklı ağlama korkumuz. 112 00:07:16,097 --> 00:07:19,364 (Alkışlar) 113 00:07:19,388 --> 00:07:23,435 Jonas Salk'un B Çağı diye adlandırdığı şeyden bahsediyorum, 114 00:07:23,459 --> 00:07:29,070 teknolojimizin gelişiminde olduğumuz kadar insanlığımızın gelişiminde, 115 00:07:29,094 --> 00:07:33,103 heyecanlı, meraklı ve bilimsel olduğumuz 116 00:07:33,127 --> 00:07:35,722 yeni bir çağdan bahsediyorum. 117 00:07:37,341 --> 00:07:39,802 Sırf tam olarak anlayamıyoruz diye 118 00:07:39,826 --> 00:07:42,595 bu fırsattan kaçınmamalıyız. 119 00:07:43,357 --> 00:07:45,972 Uzayı anlayamadığımız zamanlar vardı. 120 00:07:46,722 --> 00:07:50,150 Ya da teknolojiye ve eylemciliğe daha alışkınız diye. 121 00:07:50,174 --> 00:07:53,445 Konfor alanında sıkışıp kalmanın tam izahı budur. 122 00:07:53,469 --> 00:07:59,103 Artık hayal edilemez teknolojik başarıları düşünebilmekte çok rahatız. 123 00:07:59,842 --> 00:08:03,993 2016'da, hayal gücümüzün kendi adil payı için haykırdığı, 124 00:08:04,017 --> 00:08:09,147 kendimiz olmamız gereken boyuttur. 125 00:08:11,782 --> 00:08:14,081 Hepimiz hayal kurmak için buradayız. 126 00:08:14,081 --> 00:08:15,939 Ama belki de bu konuda dürüst olursak 127 00:08:15,939 --> 00:08:18,512 hepimiz kendi hayalimizi kovalıyoruz. 128 00:08:18,536 --> 00:08:21,450 Bilirsiniz, hayalime kimin yardım edebileceğini bulmak için 129 00:08:21,450 --> 00:08:25,426 isim kartlarına bakmak, bazen birbirimizin insanlığının direkt içinden bakmak gibi. 130 00:08:25,450 --> 00:08:29,156 Şu an seninle uğraşamam. Dünyayı kurtarmak için bir fikrim var. 131 00:08:29,513 --> 00:08:30,665 Değil mi? 132 00:08:30,689 --> 00:08:33,806 (Kahkahalar) 133 00:08:33,830 --> 00:08:38,306 Yıllar önce bir zamanlar, cesur sivillerin katılımı için 134 00:08:38,330 --> 00:08:42,290 uzun seyahatler düzenleyen çok güzel bir şirketim vardı. 135 00:08:42,647 --> 00:08:44,694 Şöyle bir mantramız vardı: 136 00:08:44,718 --> 00:08:48,535 "İnsan. Nezaket. İkisi de olun." 137 00:08:49,139 --> 00:08:55,075 İnsanları, nezaket ile vahşice deneyler yapmaları için cesaretlendiriyorduk. 138 00:08:55,599 --> 00:08:58,360 Mesela, "Git herkese çadırlarını kurmada yardımcı ol." 139 00:08:59,400 --> 00:09:01,971 Fazlasıyla çadır vardı. 140 00:09:01,995 --> 00:09:03,265 (Kahkahalar) 141 00:09:04,043 --> 00:09:05,766 "Git herkese buz parmak ısmarla." 142 00:09:05,790 --> 00:09:07,991 "Yemek sırasının uzayacağını bilmene rağmen, 143 00:09:07,991 --> 00:09:10,621 git insanların inik lastiklerinin tamirine yardım et" 144 00:09:10,645 --> 00:09:12,723 İnsanlar bu konuda sözümüzü 145 00:09:12,723 --> 00:09:15,670 o kadar iyi dinlediler ki, AIDS yolcuğunda lastiğiniz inerse, 146 00:09:15,694 --> 00:09:19,321 tamir etmekte çok zorluk çekerdiniz, çünkü etrafınızda yardım eli uzatan 147 00:09:19,345 --> 00:09:20,495 çok fazla insan olurdu. 148 00:09:21,345 --> 00:09:25,354 Birkaç günlüğüne, öyle bir dünya yaratmıştık ki, 149 00:09:25,378 --> 00:09:27,292 on binlerce insan 150 00:09:27,316 --> 00:09:31,522 gerçek dünyanın hep bu şekilde olabilmesini istemişti. 151 00:09:34,316 --> 00:09:38,823 Peki ya bu tarz yeni dünya yaratmada önümüzdeki birkaç gün 152 00:09:38,847 --> 00:09:40,485 boyunca deneyler yapsak? 153 00:09:42,156 --> 00:09:45,965 Birinin yanına gidip "Ne iş yapıyorsun?" diye sormak yerine, 154 00:09:47,195 --> 00:09:49,264 "Ne tür hayallerin var?" 155 00:09:50,315 --> 00:09:52,493 ya da "Kırık hayallerin var mı?" diye sorsak. 156 00:09:53,346 --> 00:09:58,163 TED'in açılımını bilirsiniz, "Birbirinizin Hayallerine Eğilimli olun." 157 00:09:58,830 --> 00:10:03,599 (Alkışlar) 158 00:10:03,623 --> 00:10:06,179 Belki de "Ayık kalmak istiyorum" 159 00:10:06,203 --> 00:10:08,869 ya da "Çocuğumla bir ağaç evi inşa etmek istiyorum." 160 00:10:09,512 --> 00:10:12,704 Herkesin tanışmak istediği insanın yanına gitmek yerine, 161 00:10:12,728 --> 00:10:14,485 yalnız olan insanın yanına gidin 162 00:10:14,509 --> 00:10:17,196 ve onlara bir fincan kahve içmek isterler mi diye sorun. 163 00:10:18,544 --> 00:10:21,020 Sanırım en çok korktuğumuz şey, 164 00:10:21,044 --> 00:10:25,400 gerçek potansiyelimizi yerine getirme fırsatımızdan mahrum bırakılacağımız, 165 00:10:25,424 --> 00:10:28,035 hayal kurmak için doğup 166 00:10:28,059 --> 00:10:31,671 ama hiçbir şansımız olmadan ölebileceğimizdir. 167 00:10:33,630 --> 00:10:35,258 Bir dünya hayal edin, 168 00:10:35,282 --> 00:10:41,479 aramızdaki o derin, varoluşsal korkuyu kolayca tanıyabildiğimiz 169 00:10:41,503 --> 00:10:44,635 ve birbirimizi korkmadan sevebildiğimiz, çünkü insan olmanın 170 00:10:44,659 --> 00:10:48,222 o korkuyla yaşamak olduğunu bildiğimiz bir dünya. 171 00:10:49,793 --> 00:10:55,341 Artık birden fazla boyutta aynı anda hayal kurmamızın vakti geldi 172 00:10:56,262 --> 00:11:00,230 ve bir yerde bu yapabileceğimiz, yapacağımız 173 00:11:00,254 --> 00:11:03,904 ve yapmamız gereken muhteşem şeylerin hepsini aşıyor 174 00:11:04,881 --> 00:11:10,087 ve geriye olabileceğimiz akılalmaz şeyleri bırakıyor. 175 00:11:11,748 --> 00:11:15,206 Artık o boyuta ayak basmanın zamanı geldi 176 00:11:15,230 --> 00:11:18,983 ve orada da hayallerimiz olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz. 177 00:11:21,214 --> 00:11:24,079 Eğer Ay hayal kurabilseydi, 178 00:11:26,039 --> 00:11:29,952 o hayal bizim için kurduğu hayal olurdu. 179 00:11:31,540 --> 00:11:33,179 Sizinle olmak büyük bir onurdu. 180 00:11:33,203 --> 00:11:35,112 Çok teşekkür ediyorum. 181 00:11:35,136 --> 00:11:42,136 (Alkışlar)