Dünyanın her yerinde bu uzak manzaraların ve kültürlerin fotoğraflarını çekmek, böyle harika yerleri gezmek gibi büyük bir ayrıcalığa sahiptim. İşimi seviyorum. Ancak insanlar bu işin bu görüntü dizesi, gün doğumu ve gökkuşakları olduğunu sanıyorlar. Gerçekse, daha çok böyle bir şey. (Gülüşmeler) Burası benim ofisim. Lüks yerlerde gece kalmaya gücümüz yetmediğinden, daha çok dışarıda uyumayı tercih ediyoruz. Kuru kalabildiğimiz sürece, bizim için ödül sayılır. Lüks restoranlara da paramız yetmeyeceğinden, yerel menüde ne varsa onu yemeyi tercih ediyoruz. Eğer Ekvador Páramo'da iseniz, kobay adı verilen büyük bir kemirgen yersiniz. (Gülüşmeler) Deneyimlerimizi ortalama bir insandan belki de daha farklı ve daha eşsiz yapan şey, en karanlık zamanlarda ve en çaresiz zamanlarda bile aklımızın bir köşesinde içimizi kemiren bu şey var, şöyle düşünürüz, "Belki burada çekilecek bir resim, anlatılacak bir hikâye var." Peki hikâye anlatımı neden önemli? Kültürel ve doğal mirasımızla bağlantı kurmamıza yardımcı oluyor. Ve Güneydoğu'da orada olmamıza neden olan doğal alanlarla halk arasında dikkat çekici bir kopukluk var. Bizler görsel varlıklarız, yani bildiklerimizi öğrenmek için gördüğümüz şeyi kullanırız. Büyük bir çoğunluğumuz isteyerek bir bataklığa gitmez. Peki hâlâ aynı insanların onları korumak adına savunuculuk yapmasını nasıl bekleriz? Yapamayız. O zaman benim işim fotoğrafı bir iletişim aracı olarak bilim ve estetik arasındaki boşluğu kapatmaya yardımcı olmak, insanları konuşturmak, onları düşündürmek ve umarım sonunda onların önem vermesini sağlamak üzere kullanmak. Bunu 15 sene önce burada Gainesville'de, burada arka bahçemde yapmaya başladım. Macera ve keşfe, ön kapımdan sadece birkaç dakika alan bütün bu farklı yerleri keşfetmeye âşık oldum. Bulunacak bir sürü güzel yer var. Geçen bütün bu yıllara rağmen hâlâ dünyayı bir çocuğun gözlerinden görürüm ve bu hayret duygusunu, bu merak duygusunu olabildiğince fotoğraflarıma dâhil etmeye çalışırım. Çok şanslıyız, çünkü burada güneyde en ilginç maceralar ve inanılmaz deneyimlerle doldurabileceğimz nispeten boş bir kanvasımız olduğu için şanslıyız. Mesele sadece hayal gücümüzün bizi nereye götüreceği. Bakın, bir sürü insan bunu görüp şöyle der, "Ah, evet, vay, bu çok hoş bir ağaç." Ama sadece bir ağaç görmüyorum -- buna bakıp imkân görüyorum. Tüm hafta sonunu görüyorum. Çünkü çocukken, bu tür resimler beni kanepeden kaldırıp keşfetmeye cesaret etmemi, gidip ormanı bulmaya ve elimi suyun altına sokup neler olduğunu görmeye cesaret etmemi sağlardı. Arkadaşlar, dünyanın dört bir yanında fotoğraf çekiyorum ve sizi temin ediyorum burada güneyde sahip olduğumuz şey, Güneşli Eyalet'te sahip olduğumuz şey gördüğüm her şeyle yarışır. Ama turizm endüstrimiz tamamen yanlış şeyleri pazarlamakla meşgul. Çoğu çocuk 12 yaşına gelmeden önce kanoya binmekten veya yıldızlı bir gökyüzünde kamp yapmaktan daha fazla kez Disney Dünyası'na gidecek. Disney ve Mickey'e karşı değilim, eskiden ben de oraya giderdim. Ama ev dedikleri yer için gerçek bir gurur ve aidiyet hissi yaratan temel bağlantılardan yoksunlar. Doğal mirasımızı tanımlayan ve içme suyumuz için su havzalarını besleyen alanların korkutucu, tehlikeli ve ürkütücü olarak görülmesi meselesiyle bu katlanıyor. Atalarımız buraya ilk geldiklerinde bizi uyardılar, "Bu alanlardan uzak durun, buralar tekin değil. Kötü ruhlar ve hayaletlerle dolu." Bu fikri nasıl edindiklerini bilmiyorum. Ama aslında halkın ilgisiz, sessiz kalmasını ve sonunda çevreyi riske sokmasını sağlayan gerçek bir kopukluğa, gerçekten negatif bir bilince sebep oldu. Suyla çevrili ve bununla tanımlanan bir eyaletiz, ama yüzyıllardır bataklıklar ve sulak alanlar mücadele edilmesi gerekli engeller olarak görüldü. Öyle ki onlara ikinci sınıf ekosistemler olarak davrandık, çünkü çok az parasal değere sahipler ve elbette timsah ve yılanlara barınak olmakla bilinirler -- itiraf ediyorum ki bunlar en kucaklanası temsilciler değiller. (Gülüşmeler) Bu yüzden tek iyi bataklığın kurumuş bataklık olduğu varsayıldı. Ve aslında kısa zaman öncesine kadar tarıma ve kalkınmaya yol açmak için bataklık kurutmak konservasyonun gerekliliği olarak görüldü. Ama artık geriye pedal çeviriyoruz, çünkü bu sulu yerler hakkında daha fazlasını öğrendikçe, türler arası ilişkiler ile habitatların, su havzalarının ve uçuş yollarının bağlantısı hakkında daha fazla sır açığa çıkarmaya başlıyoruz. Örneğin, bu kuşu ele alalım: Bu, sarı ötleğen. Bu kuşu seviyorum, çünkü bir bataklık kuşu, tamamen bir bataklık kuşu. Bu suyla kaplı ormanlardaki bu eski bataklıklarda yuva yapar, çiftleşir ve ürerler. Bahardan sonra, yavrularını büyüttükten sonra Meksika Körfezi üzerinden Orta ve Güney Amerika'ya binlerce mil uçarlar. Kıştan sonra bahar gelir ve onlar da geri gelirler. Meksika Körfezi üzerinde binlerce mil uçarlar. Nereye giderler? Nereye inerler? Aynı ağacın üzerine. Bu delilik. Bu tenis topu büyüklüğünde bir kuş -- yani bu çılgınlık! Bugün buraya gelirken GPS (Küresel konumlandırma sistemi) kullandım ve burası benim şehrim. (Gülüşmeler) Bu çılgınca. Peki bu kuş kış için Meksika Körfezi üzerinden Orta Amerika'ya uçtuğunda ve sonra bahar gelip de geri uçtuğunda ve buna geri döndüğünde ne olur? Yeni çimle kaplanmış bir golf sahası. Bu eyalette çokça karşılaşılan bir hikâye. Bu binlerce yılda oluşan doğal bir süreç ve biz bunu yeni öğreniyoruz. Yani onları öncelikle korusaydık, bu alanlar hakkında neler öğrenebileceğimizi düşünün. Bu bataklıklarda bolca olan bütün bu zengin hayata rağmen hâlâ kötü ünleri var. Birçok insan Florida'nın kara suyunda yürüme fikrinden rahatsız olur. Bunu anlayabiliyorum. Ama Güneşli Eyalet'te büyürken en sevdiğim şey, birçoğumuz ayaklarımızı suya soktuğumuzda bizden daha eski ve daha adapte olmuş bir şeyler olabileceğine dair gizli ve çokça duyulan bir korkuyla yaşar. Bence patronun siz olmadığını bilmek hoş karşılanan bir rahatsızlık. Bu modern, şehirli ve dijital çağda ne sıklıkla korunmasız hissetme veya dünyanın sadece bizim için olmadığını düşünme şansınız olur? Son on yılda betonun ormana döndüğü ve çamların servilere döndüğü bu alanları aramaya başladım, bu sivrisinekleri ve sürüngenleri, bütün o rahatsızlıkları gerçek yabani hayatı bulduğuma dair bir teyit olarak gördüm ve onları tamamen kucakladım. Kara sulara takıntılı bir konservasyon fotoğrafçısı olarak sonunda hepsinden daha ünlü olan bataklığa gitmem yakışık alırdı: Everglades. Burada Orta Kuzey Florida'da büyürken, hep bu büyüleyici isimler vardı, Loxahatchee, Fakahatchee, Corkscrew, Big Cypress gibi yerler. Umarım Everglades'i yeni bir ışığa, daha ilham verici bir ışığa tekrar kavuşturacak beş yıllık bir projeye dönüşen şeye başladım. Ama bunun uzun boylu olacağını biliyordum, çünkü burada yaklaşık Florida eyaletinin üçte biri kadar kocaman bir alanınız var. Everglades dediğimde çoğu insan şöyle der, "Ah evet, millî park." Ama Everglades sadece bir park değil; bütünüyle bir su havzası, kuzeyde Kissimmee göl zincirleriyle başlar ve yazın yağmur yağdıkça bu sağanaklar Okeechobee Gölü'ne akar ve Okeechobee Gölü dolarak kıyılardan taşar, topografyayla beraber yavaşça güneye doğru akar, servi bataklıklarıyla birleşmeden önce otlak nehrine, Sawgrass Prairies'e gelir, ta ki güneye mangrov bataklıklarına gidene dek ve sonra sonunda -- sonunda -- Florida Koyu'na erişir, Everglades'in zümrüt cevherine, büyük haliçe, 850 mil (1368 km) karelik haliçe. Elbette ki millî park bu sistemin güney ucu, ama onu benzersiz yapan şeylerin hepsi bütün bu girdiler, 100 mil (161 km) kuzeyde başlayan tatlı su. Hiçbir çeşit politik veya görünmez sınır parkı kirli sudan veya yetersiz sudan korumaz. Ne yazık ki yaptığımız şey tamamen bu. Son 60 yılda Everglades'i boşalttık, baraj kurduk, dibini taradık, ki eskiden koya erişen suyun sadece üçte biri bugün koya erişiyor. Yani ne yazık ki bu hikâye hep güneş ışığı ve gökkuşakları değil. İyi ya da kötü, Everglades'in hikâyesi özünde insanoğlunun doğal yaşamla ilişkisinin iniş çıkışlarına bağlı. Fakat size bu güzel resimleri göstereceğim, çünkü sizi buraya çekebilirim. Dikkatiniz bendeyken gerçek hikâyeyi anlatabilirim. Bunu alıyoruz ve bununla değiştiriyoruz, korkutucu bir hızla. Birçok insanda kayıp olan şey, tartıştığımız şeyin büyüklüğü. Çünkü Everglades sadece yedi milyon Floridalının içme suyundan sorumlu değil; bugün aynı zamanda 300 milyondan fazla Amerikalıya yıl boyunca domates ve portakal için tarımsal alanlar da sağlıyor. Bu, 6.000 sene önce otlak nehrini oluşturan, yazın meydana gelen aynı mevsimsel su atışı. İronik olarak bugün yarım milyon hektar sonsuz şeker kamışı tarlalarından da sorumlu. Bunlar su havzalarına giderek daha fazla gübre dökülmesinden sorumlu olan, sonsuza dek sistemi değiştiren aynı alanlar. Ama sizin bu sistemin nasıl çalıştığını anlamanız, aynı zamanda ona kişisel olarak bağlanmanız için hikâyeyi birçok farklı anlatıya bölmeye karar verdim. Bu hikâyenin Okeechobee Gölü'nde başlamasını istedim, Everglade sisteminin atan kalbi. Bunu yapmak için de bir temsilci seçtim, sembolik bir tür. Bu, Everglade salyangoz çaylağı. Harika bir kuş ve eskiden kuzey Everglades'te binlercesi yuvalanırdı. Bugünse yaklaşık 400 yuva yapan çifte düştüler. Peki bunun nedeni ne? Bunun nedeni sadece tek yiyecek kaynakları, pinpon topu büyüklüğündeki bir su karındanbacaklısı olan elma salyangozları ile beslenmeleri. Everglades'te baraj yaptıkça, Okeechobee Gölü'ne set çekip sulu alanları boşaltmaya başladıkça salyangoz habitatını yitirdik. Böylece çaylak popülasyonu azaldı. Böylece sadece sulak alanlar, salyangoz ve kuşlar arasındaki ilişkiyi değil, aynı zamanda bu ilişkinin ne kadar müthiş olduğunu ve bu sağlıklı sulak alanla bu kuşun birbirlerine bağımlı olmalarının ne kadar önemli olduğunu anlatan bir fotoğraf da istedim. Bunu yapmak için bu fikri ürettim. Fotoğrafı yapmak için bu planları çizmeye başladım ve Okeechobee'deki yaban hayatı biyoloğuna gönderdim -- bu soyu tehlikede olan bir kuş, yani bu yapmak özel izin istiyor. Böylece salyangozları tam altında tutacak olan bir su altı platformu inşa ettim. Bu çılgın fikri planlamak için aylarımı harcadım. Bu platformu Okeechobee Gölü'ne götürüp bunu ileteceğini düşündüğüm bir resmi çekmek için çamurda belime kadar derinde, güneşin doğuşundan batışına dek dokuz saatlik vardiyayla, orada bir haftadan fazla zaman harcadım. İşte sonunda bunu başardığım gün: [Video: (Mac Stone anlatıyor) Platformu kurduktan sonra bakınca su kamışlarına doğru gelen bir çaylak gördüm. Gözleriyle taradığını ve araştırdığını gördüm. Direkt tuzağın üzerine gitti ve onu gördüğünü gördüm. Kestirmeden doğruca tuzağa doğru gitti. O anda bütün o aylar boyunca planlamaya, beklemeye, güneş yanıklarına, sivrisinek ısırıklarına -- birden hepsine değdi. (Mac Stone filmde) Aman Tanrım, buna inanamıyorum!] Bu olduğunda ne kadar heyecanlı olduğuma inanabilirsiniz. Ama fikir şu ki, bu kuşu daha önce hiç görmemiş ve onu önemsemek için bir sebebi olmayan biri için bu fotoğraflar, bu yeni perspektifler bu su havzasını bu kadar müthiş, değerli ve önemli hâle getiren bir tek türe küçük bir ışık yakmaya yardımcı olacaktır. Şimdi biliyorum ki buraya Gainesville'e gelip de size timsahlar hakkında konuşmadan Everglades'teki hayvanlar hakkında konuşmuş olmam. Timsahları seviyorum, timsahları severek büyüdüm. Ebeveynlerim hep timsahlarla sağlıksız bir ilişkim olduğunu söyledi. Ama onlar hakkında sevdiğim şey, köpek balıklarının tatlı su eşdeğeri olmaları. Onlardan korkulur, nefret edilir ve korkunç derecede yanlış anlaşılırlar. Çünkü bunlar benzersiz türlerdir, sadece uç yırtıcılar değiller. Everglades'te bunlar Everglades'in mimarlarıdır, çünkü kuru sezonda kışın yağmur yağdığında, timsah delikleri adı verilen bu delikleri kazmaya başlarlar. Ve bunu yaparlar, çünkü su geldikçe, ıslak kalabilecekler ve yiyecek arayabilecekler. Bu sadece onları etkilemiyor, bu ilişkiye bağlı olan diğer hayvanlar da etkiliyor, bu yüzden kilit taşı bir tür hâline geldiler. Bir uç yırtıcıyı, antik bir sürüngeni, nasıl hem sisteme baskı yapan, hem de savunmasız görünür hâle getirebilirsiniz? Bunlardan 120 tanesinin olduğu bir çukura yürüyüp, sonra da doğru kararı verdiğinizi umarsınız. (Gülüşmeler) Hâlâ bütün parmaklarım var, harika. Ama anlıyorum ki sizi bir araya getiremeyeceğim, "Timsahlar için Everglades'i kurtarın!" diyerek birlikleri toplayamayacağım. Böyle olmayacak, çünkü onlara çok sık rastlanıyor, onları şimdi görüyoruz, ABD'deki en başarılı konservasyon hikâyelerinden biridirler. Ama Everglades'te kim olursanız olun seveceğiniz bir tür var ve bu da pembe kaşıkçı balıkçıl. Bu kuşlar harika, ama Everglades'te gerçekten zor zamanlar yaşadılar, çünkü Florida Koyu'nda binlerce yuvalanan çift olarak başlayıp 20. yüzyılın başında ikiye indiler -- yuva yapan iki çift. Peki neden? Çünkü kadınlar havada uçmalarındansa şapkalarında daha iyi göründüğünü düşündüler. Sonra tüy ticaretini yasakladık ve sayıları tekrar artmaya başladı. Ve sayıları tekrar artmaya başlayınca, bilim insanları dikkat etmeye başladı, bu kuşları araştırmaya başladılar. Buldukları şeyse bu kuşların davranışlarının aslen Everglades su havzasını tanımlayan şey olan Everglades'teki yıllık su döngüsünün geri çekilmesine bağlı olduğu. Buldukları şey bu kuşlar kışın sular çekilince yuva yapmaya başlıyorlar, çünkü bunlar dokunsal besleniyorlar, yani yedikleri şeye dokunmaları lazım. Bundan dolayı yoğun balık havuzunun yavruları için yeterli besini sağlamalarını beklerler. Bu yüzden bu kuşlar Everglades'in sembolü hâline gelmiştir -- sistemin bütününün sağlığını gösteren bir türdür. Sayıları 20. yüzyılın ortasında tekrar artmaya başlayınca -- 900, 1.000, 1.100, 1.200'e çıkınca -- bu olmaya başlayınca, güney Everglades'i boşaltmaya başladık. Bu suyun üçte ikisinin güneye gidişini durdurduk. Bunun güçlü etkileri oldu. Bu sayılar tepeye ulaşmaya başlayınca, ne yazık ki bugün gerçek kaşıkçı balıkçıl hikâyesi, neye benzediğinin gerçek hikâyesi bunun gibi. Bugün Florida Koyu'nda 70 yuva yapan çifte düştü, çünkü sisteme çok fazla müdahale ettik. Bütün bu farklı organizasyonlar bağırıyorlar, çığlık atıyorlar, "Everglades kırılgan! O kırılgan!" Değil. Dayanıklı. Çünkü aldığımız her şeye rağmen, yaptığımız her şeye rağmen, boşaltmamıza, baraj kurmamıza, dibini taramamıza rağmen parçaları hâlâ orada, bir araya konmayı bekliyor. Ve Güney Florida ile ilgili sevdiğim şey bu, tek bir yerde insanoğlunun durdurulamaz gücünün tropikal doğanın sabit nesnesiyle buluştuğu şeye sahipsiniz. İşte bu yeni sınırda yeni bir değerlendirmeye zorlanıyoruz. Yaban hayatının değeri nedir? Biyoçeşitliliğin veya içme suyumuzun değeri nedir? Şanslıyız ki onlarca yıllık tartışmalardan sonra sonunda bu sorular üzerine harekete geçmeye başlıyoruz. Koya tatlı suyu geri getirmek için yavaş yavaş bu projelere girişiyoruz. Ama bu biz vatandaşların, ikamet edenlerin, temsilcilerin seçilmiş yetkililere verdikleri sözleri tutmalarını sağlamasına bağlı. Yardım etmek için ne yapabilirsiniz? Çok kolay. Sadece dışarı çıkın, oraya gidin. Arkadaşlarınızı, çocuklarınızı, ailenizi dışarı çıkarın. Balıkçılık rehberi tutun. Devlete yaban hayatını korumanın sadece ekolojik olarak değil, ekonomik olarak da mantıklı olduğunu gösterin. Çok eğlenceli, sadece yapın -- ayağınızı suya sokun. Bataklık sizi değiştirecek, söz veriyorum. Yıllardır ülkedeki diğer alanlarla ilgili olarak son derece cömerttik, onları Amerikalı onuru ile sakladık, şimdi bizi tanımlayan yerler olarak: Büyük Kanyon, Yosemite, Yellowstone. Bu parkları ve bu doğal alanları yol göstericiler ve kültürel pusulalar olarak kullanıyoruz. Ne yazık ki Everglades genelde bu konunun dışında kalıyor. Ama inanıyorum ki bu da diğer yaban hayatı olan yerler gibi ülke olarak kim olduğumuza dair benzer şekilde sembolik ve simgesel. Sadece farklı bir yaban. Ama ümitliyim, çünkü belki sonunda yola geliyoruz, çünkü bir zamanlar bataklığımsı boş bir arazi sayılan bu yer şimdi Dünya Kültür Mirası alanı. Uluslararası önemde bir sulak alan. Son 60 yılda uzun yol katettik. Dünyanın en büyük ve en iddialı sulak alan restorasyonu projesi olarak, Güneşli Eyalet'te uluslararası sahne ışıkları bizim üzerimizde. Çünkü eğer sistemi iyileştirebilirsek, tüm dünyada sulak alan restorasyonu için bir sembol hâline gelecek. Ama bayrağımıza hangi mirası ekleyeceğimize karar vermek bizim elimizde. Everglades'in bizim için en büyük sınav olduğu söyleniyor. Eğer geçersek, gezegeni koruyacağız. Bu alıntıyı seviyorum, çünkü bu bir meydan okuma, bir teşvik. Yapabilir miyiz? Yapacak mıyız? Yapmalıyız, yapmak zorundayız. Ama Everglades sadece bir sınav değil. Aynı zamanda hediye ve sonuç olarak bizim sorumluluğumuz. Teşekkürler. (Alkış)