Algoritmalar her yerde. Kazananları kaybedenlerden ayırıyor. Kazananlar ya işi alıyor ya da iyi bir kredi kartı teklifi. Kaybedenler iş görüşmesine bile çağrılmaz veya sigorta primi için daha fazla ödeme yaparlar. Doğrulama sistemi olmayan, anlamadığımız gizli formülasyonlar ile puanlanıyoruz. Burada şu soru akla geliyor: Peki ya algoritmalar hatalıysa? Algoritma oluşturmak için 2 şey gerekli: Geçmişte ne olduğunu gösteren veri, o her zaman aradığınız ve bulmayı umduğunuz başarı tanımına. Sonuca ulaşmak için algoritma çalıştırırsınız. Algoritma başarı ile nelerin bağlantılı olduğunu keşfeder. Hangi durum başarıya ulaştırır? Aslında herkes algoritma kullanır. Sadece yazılı olarak formüle etmezler. Size bir örnek vereyim. Aileme yemek yapmak için her gün algoritma kullanırım. Kullandığım veri mutfağımdaki malzemeler, zaman, tutkudur ve bu verileri düzene koyarım. Bu arada, Japon erişte paketlerini yemekten saymıyorum. (Kahkahalar) Başarı tanımım şudur: Çocuklarım sebzeleri yerse yemeğim başarılıdır. En küçük oğluma sorulsaydı bu tanım farklı olurdu. Onun başarı tanımı çok miktarda Nutella yemek. Ama başarıya ben ulaşmalıyım. Bu iş benim sorumluluğumda. Görüşüm önemli. Bu, algoritmaların ilk kuralı. Algoritmalar, kodların içine gömülmüş fikirlerdir. İnsanların algoritmalar hakkındaki görüşlerinden farklı bir şey bu. İnsanlar algoritmaların tarafsız, doğru ve bilimsel olduğunu düşünür. Bu bir pazarlama hilesi. Algoritmalara güvenmeniz ve onlardan korkmanız için bir pazarlama hilesidir çünkü matematikten de korkarsınız ama sayılara güvenirsiniz. Büyük veriye körü körüne inanırsak çok şey yanlış gidebilir. Bu Kiri Soares. Brooklyn'de okul müdürü. 2011'de öğretmenlerin 'katma değer modeli' adında gizli, karışık bir algoritma ile puanlandıklarını söyledi. "Formülasyonu bana göster, sana içeriğini açıklayayım" dedim. Cevap verdi: "Doğrusu formülasyonu almaya çalıştım fakat eğitim birimi bana bunun matematiksel olduğunu ve içeriğini anlamayacağımı söyledi". Daha kötüye gidiyor. The New York Post, "Bilgiye Özgürlük Hareketi" kapsamındaki talebi sonucu öğretmenlerin isim ve puanlarını temin edip adeta öğretmen ayıplama eylemi olarak sonuçları yayımladı. Aynı yollarla formül ve kaynak kodunu almaya çalıştığımda bunu alamayacağım söylendi. Talebim reddedildi. Sonra New York'ta hiç kimsenin bu formüle erişimi olmadığını öğrendim. Kimse içeriğini bilmiyor, anlamıyor. Sonra Gary Rubinstein adında zeki biri olaya dâhil oldu. Rubinstein, New York Post verisindeki 665 öğretmenin aslında iki tane yani mükerrer puanı olduğunu keşfetti. Bu ancak, öğretmenler 7 ve 8'inci sınıflara ders veriyor olsaydı oluşabilirdi. Rubinstein, sonuçların grafiğini çizdi. Her nokta bir öğretmeni temsil ediyor. (Kahkahalar) Nedir bu? (Kahkahalar) Bu asla kişileri değerlendirmek için kullanılmamalıydı. Tıpkı rasgele bir sayı üreticisi gibi. (Alkışlar) Ama kullanıldı. Bu Sarah Wysocki. Diğer 205 öğretmen ile birlikte Washington'ta görevine son verildi. Oysa okul müdürü ve veliler kendisinden çok memnundu. Burada başta yapay zeka uzmanları ve veri bilimciler olmak üzere ne düşündüğünüzü biliyorum. Muhtemelen "Böyle tutarsız bir algoritma oluşturmazdım" diyorsunuz. Oysa algoritmalar hatalı kurulabilir ve kötü niyetle oluşturulmasalar da yıkıcı sonuçları olabilir. Kötü tasarlanmış bir uçak kaza yapar ve herkes hatayı görür, oysa algoritma kötü tasarlandığında zarar vermeye sessizce, uzun süre devam edebilir. Bu Roger Ailes. (Kahkahalar) Fox News kanalını 1996'da kurdu. Kanalda 20'den fazla kadın taciz iddiasıyla şikayetçi oldu. Haber kanalında başarıya ulaşmalarının engellendiğini söylediler. Görevi geçen sene sonlandırıldı ama problemlerin devam ettiğini öğrendik. Bu, şu soruyu akla getiriyor: Fox News, temiz bir sayfa açmak için ne yapmalı? İşe alım süreçlerini makine öğrenmesine dayalı bir algoritma ile değiştirseler ne olur? Kulağa iyi geliyor, değil mi? Bir düşünün. Veri ne olurdu? Son 21 yılda kanala yapılan iş başvuruları veri seçimi için mantıklı olur. Peki ya buradaki 'başarının tanımı' nedir? Makul bir karar şöyle olurdu; Fox News'da kim başarılı? Diyelim ki 4 sene orada kalmış, en az 1 kez terfi almış kişiler. Kulağa mantıklı geliyor. Sonra algoritma oluşturulurdu. Kimlerin başarıya ulaştığını öğrenmek, geçmişte ne tür başvuruların başarıya ulaştığını görmek için algoritma oluşturulurdu. Mevcut iş başvurularının bulunduğu havuza bu yöntem uygulansa ne olabilirdi, düşünün. Geçmişte başarılı olanlar gibi görünmeyen kadınları filtreleyebilirdi. Eğer sadece umarsızca kör bir şekilde kullanırsanız algoritmalar süreçleri daha adil hale getirmez. Geçmişteki uygulamalarımızı, kalıplarımızı tekrarlar durur. Otomatikmen kalıcı hale gelir. Mükemmel bir dünyada yaşasaydık bu iyi olurdu fakat dünya mükemmel değil. Şunu da söyleyeyim, pek çok şirketin yüz kızartıcı davası yoktur fakat veriyi takip etmeleri ve veriye odaklanmaları söylenen veri bilimcileri vardır. Bunun ne anlama geldiğini düşünün. Çünkü hepimizin ön yargıları var, ki bu cinsiyetçiliği veya başka bir ayrımcılığın kodlanabileceği anlamına gelebilir. Düşünce deneyi yapalım çünkü bunu seviyorum: Tüm şehirler ve mahallelerinin ırk bakımından ötekileştirildiği bir toplumda polisler suç aramak için sadece azınlık mahallelerine gidiyor. Yakalamalar epey taraflı olurdu. Bu sürecin yönetiminde gelecek suçların nerede olacağını öngören ve maaş ödenen veri bilimcileri olsa ne olurdu? Azınlık mahalleleri. Veya bir sonraki suçlunun kim olacağını öngörmek için? Bir azınlık. Veri bilimcileri, modellerinin ne kadar iyi ve uygulanabilir olduğu konusunda övünürlerdi ve haklı olurlardı da. Şu an gerçeklik bu kadar keskin değil, ama pek çok bölgede taraflı davranıldığını gösteren polis ve hukuk sistemi verisi ayrımcılık yapıldığını gösteriyor. Aslına bakılırsa suçların meydana geleceği sıcak bölgeleri öngörüyoruz. Hatta bireysel suçluluk konusunda da öngörü yapıyoruz. ProPublica isimli organizasyon Florida'da hakimlerce kullanılan, 'suçun tekrarlama riski' adı verilen algoritmaya baktılar. Algoritmada Bernard, soldaki siyah kişi, 10 üzerinden 10 puan aldı. Dylan, sağdaki kişi, 10 üzerinden 3 puan. 10 üzerinden 10 yüksek risk. 10 üzerinden 3 düşük risk. Her ikisi de uyuşturucu bulundurmaktan göz altına alındı. Her ikisinin de sabıka kaydı var. Ama Dylan'ın ağır suçu varken Bernard'ın yoktu. Bu önemli çünkü puan yükseldikçe uzun süreli ceza alma ihtimali artıyor. Neler oluyor? Veri manipülasyonu. Bu, teknoloji uzmanlarının çirkin gerçekleri kara kutulu algoritmalarla gizledikleri bir süreç. Bunun objektif ve ideal olduğunu söylüyorlar. Gizli, önemli ve yıkıcı sonuçları olan algoritmalar için bir deyim türettim: "Matematiksel yıkım silahları" (Kahkahalar) (Alkışlar) Bunlar her yerdeler ve her yerde olmaları hata sonucu değil. Bunlar özel amaç için özel algoritmalar üreten özel şirketler. Öğretmenler ve polisler ile ilgili söylediklerim bile özel şirketler tarafından üretilip kamu kurumlarına satıldı. Buna onların "özel tarifi" diyorlar ve bu yüzden içeriği ile ilgili konuşmuyorlar. Bu bir tür özel güç. Kamu otoritesini kullanarak kar ediyorlar. Tüm bunların özel sektörde olduğu ve sektörde rekabet olduğu için serbest piyasanın bu sorunu çözeceğini düşünüyorsanız sorunu çözmeyecek. Adaletsizlik ile elde edilen önemli miktarda para var. Ayrıca ekonomik olarak rasyonel karar alıcılar değiliz. Farkında olmadığımız ön yargılarımız var. Farkında olmasak ve öyle olmayı dilemesek bile kafa tasçı ve dar kafalıyız. Bunun böyle olduğunuz biliyoruz, çünkü sosyologlar yaptıkları deneyler ile öyle olduğumuzu gösterdiler. Deneyde aynı yeteneklere sahip insanların çok sayıda iş başvurusu vardı. Kimi başvurular siyah, kimi başvurular beyaz insanı andıran isimlerle yapıldı. Sonuç her zaman hayal kırıklığıydı. Bizler farkında olmasak da taraflıyız ve taraflılığımızı, seçtiğimiz veriler ile algoritmalara dahil ediyoruz. Mesela ben erişteleri es geçtim. Onların yemek olmadığını düşündüm. Ancak geçmiş deneyimleri ve başarı tanımlarını baz alarak seçtiğimiz veriye nasıl güvenebiliriz ve algoritmaların sağlıklı olacağını nasıl bekleyebiliriz? Bunu yapamayız. Algoritmaları test etmemiz gerekir. Algoritmaların doğruluklarını test etmeliyiz. İyi haber şu ki bunu yapabiliriz. Algoritmalar kontrol edilebilir ve kontroller bize gerçeği söyleyebilir. Algoritmaların hatalarını giderebiliriz. Ben buna, 'algoritma denetimi' adını veriyorum ve size bundan bahsedeyim. Öncelikle verinin doğruluğu testi. Bahsettiğim suçun tekrarlama riski algoritmasında verinin doğruluğu testi şu anlama gelir: Amerika'da beyaz ve siyahlar arasında esrar tüketimi aynı ölçüde yaygın, oysa siyahların tutuklanma ihtimalleri bölgeye bağlı olarak dört veya beş kat fazla. Diğer suçlarda bu tür bir taraflılık nasıldır ve bunu nasıl inceleriz? İkincisi başarının tanımı hakkında düşünüp onu gözden geçirmeliyiz. İşe alım algoritmasından bahsetmiştim, hatırlayın. Şirkette 4 yıl kalıp en az bir kez terfi alan kişi. Kendisini başarılı tanımlamıştık ama kendisi ayrıca kültürlerince desteklenen bir kişi. Bu da aslında bir taraflılık olabilir. Bu iki şeyi ayırmamız gerekiyor. Mesela orkestralara yönelik 'kör seçim' adı verilen seçimlere bakalım. Bu uygulamada ses sınavında olan kişiler perdenin arkasında bulunduğundan görünmüyor. Sadece dinlediği konusunda bir sonuca ulaşan insanları düşünün. Herhangi bir şeyden dikkatleri dağılmıyor. Orkestra için 'kör seçim' başladığından beri orkestralardaki kadın sayısı 5 kat arttı. Sonra kesinliği göz önünde bulundurmalıyız. Bu öğretmenlere için katma değer modelinin anında başarısız olacağı aşama olurdu. Elbette hiçbir algoritma mükemmel değil, bu yüzden her algoritmanın hatalarını dikkate almalıyız. Bu hatalar ne sıklıkla oluşuyor, hangileri modeli başarısız kılıyor? Başarısızlığın maliyeti ne? Son aşamada algoritmaların uzun dönemli etkilerini, geri besleme döngülerini göz önünde bulundurmalıyız. Kulağa soyut geliyor ama Facebook yazılımcıları sadece arkadaşlarımızın paylaşımını görmemize karar vermeden önce bunun üzerinde düşünseydi nasıl olurdu, hayal edin. İki mesajım var. Birincisi veri bilimciler için: Bizler neyin doğru olduğuna karar verenler olmamalıyız. Bizler toplumlarda meydana gelen etik tartışmaların tercümanları olmalıyız. (Alkışlar) Ve geri kalanlar, veri bilimci olmayanlar: Bu herhangi bir matematik testi değil. Bu bir politik mücadele. Bizler algoritma amirlerinden sorumluluk talep etmeliyiz. (Alkışlar) Büyük verideki kör inanç dönemi bitmeli. Teşekkür ederim. (Alkışlar)