WEBVTT 00:00:00.833 --> 00:00:06.567 Evet, aydınlar vahası olan TED'de, 00:00:06.567 --> 00:00:09.285 bu akşam sizin karşınızda 00:00:09.285 --> 00:00:15.159 soğuk yerlerde ağır şeyler sürükleme uzmanı olarak duruyorum. 00:00:15.159 --> 00:00:18.145 Neredeyse tüm yetişkin yaşamım boyunca kutup keşiflerine önderlik ettim 00:00:18.145 --> 00:00:21.827 ve geçen ay ekip arkadaşım Tarka L'Herpiniere ve ben 00:00:21.847 --> 00:00:27.025 şimdiye kadar kalkıştığımız en iddialı keşfi tamamladık. 00:00:27.025 --> 00:00:30.014 Aslında ıssız bir yerde çoğunlukla sızlanıp sövdüğüm 00:00:30.014 --> 00:00:32.666 dört ayın ardından doğrudan buraya 00:00:32.666 --> 00:00:37.754 TED sahnesine gönderilmiş gibi hissediyorum. 00:00:37.754 --> 00:00:41.935 Yani intikalin tamamıyla kusursuz olmadığını düşünebilirsiniz. 00:00:41.935 --> 00:00:43.815 İlginç yan etkilerden biri, 00:00:43.815 --> 00:00:46.403 kısa dönem hafızamın büsbütün kısacık gibi gelmesi. 00:00:46.403 --> 00:00:48.665 Bu yüzden önümdeki 17 dakika boyunca çok fazla 00:00:48.665 --> 00:00:53.363 sızlanma ve sövmeyi önlemek için bazı notlar almak zorundaydım. 00:00:53.363 --> 00:00:56.211 Bu keşif hakkında yaptığım ilk konuşma bu 00:00:56.211 --> 00:01:01.683 ki genom dizmesek veya uzay teleskopları yapmasak da, 00:01:01.690 --> 00:01:06.474 bu hikâye daha önce yapılmamış bir şeye ulaşmak için 00:01:06.474 --> 00:01:08.310 her şeyimizi vermekle ilgili. 00:01:08.310 --> 00:01:12.455 Bu sebeple içinde umarım düşünmeye değer bir şeyler bulabilirsiniz. NOTE Paragraph 00:01:12.455 --> 00:01:16.066 Bu Antarktika'ya bir yolculuk, bir keşifti, 00:01:16.066 --> 00:01:20.743 dünyadaki en soğuk, en rüzgârlı, en kuru ve en yüksek rakımlı kıtaya. 00:01:20.757 --> 00:01:22.804 Büyüleyici bir yer. Devasa bir yer. 00:01:22.804 --> 00:01:25.119 Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde. 00:01:25.119 --> 00:01:30.211 Çin ve Hindistan'ın toplamıyla aynı büyüklükte olan bir kıta. NOTE Paragraph 00:01:30.220 --> 00:01:32.088 Bu arada, son günlerde 00:01:32.088 --> 00:01:34.312 ilginç bir olay yaşadım, 00:01:34.312 --> 00:01:38.087 Chris Hadfield'ın birkaç yıl içinde TED'de rastlamasını beklediğim bir şey, 00:01:38.089 --> 00:01:39.784 şu şekilde devam eden konuşmalar: 00:01:39.784 --> 00:01:41.767 "Antarktika. Müthiş. 00:01:41.767 --> 00:01:47.604 Kocamla ben yıl dönümümüz için Lindblad'le Antarktika'ya gittik." 00:01:47.604 --> 00:01:50.951 Ya da, "Harika, oraya maraton için mi gittin?" 00:01:50.951 --> 00:01:53.060 (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:01:54.445 --> 00:02:00.132 Aslında yolculuğumuz 105 günde arka arkaya 69 maratondu. 00:02:00.132 --> 00:02:03.426 Antartika kıyılarından Güney Kutbuna ve oradan geriye 00:02:03.426 --> 00:02:07.247 yaya olarak 3.000 kilometrelik gidiş dönüş yolculuğuydu. 00:02:07.247 --> 00:02:09.491 Bu süreçte, insan gücüyle yapılan 00:02:09.491 --> 00:02:15.084 en uzun kutup yolculuğu rekorunu 650 kilometren fazla bir farkla kırdık. 00:02:15.087 --> 00:02:19.498 (Alkış) 00:02:19.498 --> 00:02:21.913 Körfez Bölgesinden olanlar için, 00:02:21.913 --> 00:02:26.030 mesafe buradan San Francisco'ya yürüdükten sonra, 00:02:26.030 --> 00:02:28.908 dönüp tekrar geri yürümekle aynı. 00:02:28.908 --> 00:02:33.827 Kamp gezisi söz konusu olunca, bu uzun bir geziydi 00:02:33.827 --> 00:02:36.994 ve onu burada Business Insider Malezya'nın kutsal sayfalarında 00:02:36.994 --> 00:02:40.720 en kısa şekilde özetlenmiş olarak gördüm. 00:02:40.720 --> 00:02:46.246 ["İki Kâşif En Son Teşebbüs Edildiğinde Herkesin Öldüğü Kutup Keşfini Henüz Tamamladı"] NOTE Paragraph 00:02:46.247 --> 00:02:48.917 Chris Hadfield korku ve başarı şansı 00:02:48.917 --> 00:02:54.139 ve tabii hayatta kalma ihtimali hakkında çok güzel konuştu. 00:02:54.139 --> 00:02:58.014 Tarihte bizden önce bu yolculuğa kalkışan dokuz kişiden 00:02:58.019 --> 00:03:00.712 hiçbiri kutba gidip geri dönemedi 00:03:00.712 --> 00:03:04.420 ve beşi bu süreçte hayatını kaybetti. NOTE Paragraph 00:03:04.420 --> 00:03:07.237 Bu kişi Komutan Robert Falcon Scott. 00:03:07.237 --> 00:03:10.000 Bu keşfe kalkışan son ekibe önderlik etti. 00:03:10.000 --> 00:03:12.438 Scott ve rakibi Sör Ernest Shackleton, 00:03:12.438 --> 00:03:15.154 on yıl boyunca, her ikisi de Güney Kutbuna 00:03:15.154 --> 00:03:19.414 ilk erişen kişi olmak ve Antarktika'nın iç bölgelerini haritalamak için, 00:03:19.427 --> 00:03:22.446 mücadele ettikleri seferleri yönettiler, 00:03:22.446 --> 00:03:24.581 ki orası o zamanlar ayın yüzeyinden 00:03:24.581 --> 00:03:26.485 daha az bildiğimiz bir yerdi. 00:03:26.485 --> 00:03:28.830 Çünkü ayı teleskoplar sayesinde görebiliyorduk. 00:03:28.830 --> 00:03:32.964 Antarktika'nın büyük bir çoğunluğu yüzyıl önce keşfedilmemişti. NOTE Paragraph 00:03:32.964 --> 00:03:34.475 Bazılarınız hikâyeyi biliyordur. 00:03:34.475 --> 00:03:37.288 Scott'ın son seferi, 1910'daki Terra Nova Keşfi, 00:03:37.288 --> 00:03:39.802 büyük bir kuşatmaya benzer bir yaklaşımla başladı. 00:03:39.802 --> 00:03:42.031 Büyük bir ekibi vardı, midillileri kullanarak, 00:03:42.031 --> 00:03:44.778 köpekleri kullanarak, benzinle çalışan traktörleri kullanarak, 00:03:44.778 --> 00:03:48.175 önceden yerleştirilmiş pek çok gıda ve yakıt deposu bırakarak, 00:03:48.175 --> 00:03:51.883 ki bunlar sayesinde Scott'un beş kişilik final ekibi Kutba seyahat edebilir, 00:03:51.883 --> 00:03:55.187 oradan geri dönüp, yaya olarak kıyıya kayakla gidebilirdi. 00:03:55.187 --> 00:03:57.599 Scott ve beş kişilik final ekibi 00:03:57.599 --> 00:04:01.284 Güney Kutbu'na Ocak 1912'de eriştiler. 00:04:01.284 --> 00:04:06.274 Orada Roald Amundsen tarafından yönetilen köpek kızaklarına binen Norveçli ekibin 00:04:06.274 --> 00:04:07.908 onları geçtiğini öğrendiler. 00:04:07.908 --> 00:04:09.997 Scott'ın ekibi yaya olarak gelmişti. 00:04:09.997 --> 00:04:14.595 Bir yüzyıldan fazla bir süre, bu yolculuk bitmeden kaldı. 00:04:14.595 --> 00:04:17.520 Scott'ın beş kişilik ekibi dönüş yolculuğunda hayatlarını kaybetti. 00:04:17.520 --> 00:04:19.633 Son on yıldır da, 00:04:19.633 --> 00:04:22.954 bunun neden böyle olduğunu kendime soruyorum. 00:04:22.954 --> 00:04:26.246 Nasıl olur da bu doruk noktası olarak kalır? 00:04:26.246 --> 00:04:28.596 Scott'ın ekibi yaya olarak 2.500 kilometrelik alanı geçti. 00:04:28.596 --> 00:04:30.497 O zamandan beri kimse buna yaklaşamadı. 00:04:30.497 --> 00:04:33.318 Yani insan dayanıklılığının, insan çabasının, 00:04:33.318 --> 00:04:35.839 tartışmasız dünyadaki en zorlu iklimde 00:04:35.839 --> 00:04:38.510 insanın atletik başarısının zirve noktası bu. 00:04:38.510 --> 00:04:41.018 1912'den beri maraton rekorunun hiç 00:04:41.018 --> 00:04:44.037 kırılmamış olması gibiydi. 00:04:44.037 --> 00:04:49.141 Elbette merak, inat ve muhtemelen gururun 00:04:49.145 --> 00:04:51.095 biraz garip ve beklenen kombinasyonu beni 00:04:51.095 --> 00:04:55.165 bu işi tamamlamayı deneyecek adam olabileceğime dair düşünmeye sevk etti. NOTE Paragraph 00:04:55.182 --> 00:04:58.873 Scott'un seferinin aksine, sadece ikimiz vardık 00:04:58.873 --> 00:05:01.996 ve geçen sene Ekim'de Antarktika'nın kıyısından yola çıktık. 00:05:01.996 --> 00:05:04.214 Scott'ın "insanla taşıma" dediği gibi, 00:05:04.214 --> 00:05:06.814 her şeyi kendimiz sürükledik. 00:05:06.814 --> 00:05:09.837 Mesafe buradan San Francisco'ya yürüyüp dönmek kadar derken, 00:05:09.837 --> 00:05:13.214 aslında var olan en ağır NFL oyuncusundan biraz daha 00:05:13.214 --> 00:05:15.638 ağır bir şeyi sürükleyerek yürümeyi kastettim. 00:05:15.638 --> 00:05:17.681 Başlangıçta kızaklarımızın her biri 00:05:17.681 --> 00:05:20.746 200 kilo veya 440 libre ağırlığındaydı, 00:05:20.746 --> 00:05:25.020 Scott'ın midillilerinin en zayıfının çektiği ağırlıkla aynı. 00:05:25.020 --> 00:05:28.690 Başlangıçta saatte ortalama 0,8 kilometre yaptık. 00:05:29.060 --> 00:05:31.887 Belki de şimdiye kadar, bir yüzyıldan fazla süredir 00:05:31.887 --> 00:05:34.415 bu yolculuğa kimsenin kalkışmamasının sebebi 00:05:34.415 --> 00:05:38.418 kimsenin denemek için yeterince aptal olmamasıydı. 00:05:38.418 --> 00:05:40.437 Kelimenin tam anlamıyla Edward üslubu 00:05:40.437 --> 00:05:43.454 keşif yaptığımızı iddia etmesem de- 00:05:43.454 --> 00:05:47.192 hiçbir dağa isim vermiyorduk veya meçhul vadileri haritalamıyorduk. 00:05:47.192 --> 00:05:51.573 Meçhul bir bölgeye insani anlamda adım attığımızı düşünüyorum. 00:05:51.573 --> 00:05:54.962 Elbette, gelecekte insan beyninde bir alanın, 00:05:54.962 --> 00:05:58.779 biri kendi kendine sövünce aydınlandığını öğrenirsek 00:05:58.779 --> 00:06:01.945 hiç de şaşırmam. NOTE Paragraph 00:06:01.945 --> 00:06:04.011 Ortalama bir Amerikalı'nın zamanının %90'ını 00:06:04.011 --> 00:06:06.147 kapalı ortamlarda geçirdiğini duymuşsunuzdur. 00:06:06.147 --> 00:06:09.253 Biz dört ay boyunca içeri girmedik. 00:06:09.253 --> 00:06:11.495 Güneşin batışını da görmedik. 00:06:11.495 --> 00:06:13.151 24 saat boyunca gün ışığı vardı. 00:06:13.151 --> 00:06:15.306 Yaşam koşulları oldukça sertti. 00:06:15.306 --> 00:06:20.148 105 gün boyunca iç çamaşırımı üç kez değiştirdim 00:06:20.148 --> 00:06:24.072 ve Tarka'yla ben çadır içinde 3 metrekareyi paylaştık. 00:06:24.072 --> 00:06:28.813 Ancak Scott'ın hayal edemeyeceği türden bir teknolojiye sahiptik. 00:06:28.813 --> 00:06:32.180 Her akşam çadırdan, tamamı güneşle çalışan bir dizüstü bilgisayar 00:06:32.180 --> 00:06:34.225 ve özel yapım bir uydu vericisi ile 00:06:34.225 --> 00:06:36.085 canlı olarak blog yazdık: 00:06:36.085 --> 00:06:38.482 Çadır üzerinde esnek bir fotovoltaik panelimiz vardı. 00:06:38.482 --> 00:06:41.940 Yazmak benim için önemliydi. 00:06:41.940 --> 00:06:48.493 Çocukken macera ve keşif kitaplarından etkilenmiştim 00:06:48.493 --> 00:06:51.014 ve bu hafta burada hepimiz 00:06:51.021 --> 00:06:55.265 hikâye anlatmanın önemini ve gücünü gördük. NOTE Paragraph 00:06:55.265 --> 00:06:57.081 21. yüzyılın donanımına sahiptik, 00:06:57.081 --> 00:06:59.868 ancak gerçekte Scott'un karşılaştığı sorunlar bizim 00:06:59.868 --> 00:07:01.865 karşılaştıklarımızın aynısıydı: 00:07:01.865 --> 00:07:05.602 Hava şartları ve Scott'un kayma dediği şey, 00:07:05.603 --> 00:07:08.951 kızaklarla kar arasındaki sürtünme miktarı. 00:07:08.951 --> 00:07:12.799 Yaşadığımız en düşük hissedilen sıcaklık -70'lerdeydi 00:07:12.801 --> 00:07:15.378 ve yolculuğun büyük bir çoğunluğunda beyaz körlük 00:07:15.378 --> 00:07:18.391 denen sıfır görüşe sahiptik. 00:07:18.391 --> 00:07:20.742 Dünyadaki en büyük ve en tehlikeli 00:07:20.742 --> 00:07:23.955 buzullardan biri olan Beardmore buzulu üzerinde gittik ve geldik. 00:07:23.955 --> 00:07:27.381 180 kilometre uzunluğunda ve yüzeyinin büyük bir kısmı mavi buz denen hâlde. 00:07:27.381 --> 00:07:30.979 Binlerce yarıkla kaplı, güzel, çelik sertliğinde parlak mavi 00:07:30.979 --> 00:07:34.817 bir yüzey olduğunu görebilirsiniz. 00:07:34.817 --> 00:07:38.798 Buzuldaki bu derin çatlaklar 60 metre derinliği bulabiliyor. 00:07:38.798 --> 00:07:40.315 Uçaklar buraya inemez, 00:07:40.315 --> 00:07:43.775 yani kurtarılmak için en az 00:07:43.775 --> 00:07:48.219 şansımızın olduğu, teknik yönden en tehlikede olduğumuz zamandı. NOTE Paragraph 00:07:48.219 --> 00:07:52.115 Güney Kutbu'na yaya olarak 61 gün sonra vardık, 00:07:52.115 --> 00:07:54.694 kötü hava bir gün için yoktu 00:07:54.694 --> 00:07:57.261 ve söylediğim için üzgünüm ama biraz düş kırıklığıydı. 00:07:57.261 --> 00:07:59.726 Orada daimi bir Amerikan üssü var; 00:07:59.726 --> 00:08:03.044 Güney Kutbundaki Amundsen-Scott Kutup İstasyonu. 00:08:03.044 --> 00:08:04.995 Uçak pistleri var, kantinleri var, 00:08:04.995 --> 00:08:06.448 sıcak duşları var, 00:08:06.448 --> 00:08:08.353 postanesi, turist mağazası, 00:08:08.353 --> 00:08:12.091 sinema salonu olarak kullanılabilen basketbol sahaları var. 00:08:12.091 --> 00:08:14.066 Ama bu günlerde durum biraz farklı 00:08:14.066 --> 00:08:15.862 ve dönümlerce çöp de var. 00:08:15.862 --> 00:08:17.292 İnsanların yılın 365 günü 00:08:17.292 --> 00:08:22.576 hamburgerler, sıcak duşlar ve sinema salonlarıyla 00:08:22.586 --> 00:08:26.131 var olması harika bir şey, 00:08:26.131 --> 00:08:28.887 ancak çok fazla boş karton kutu ortaya çıkıyor gibi. 00:08:28.887 --> 00:08:30.949 Bu fotoğrafın solunda gördüğünüz gibi, 00:08:30.949 --> 00:08:32.384 birkaç dönüm çöp 00:08:32.384 --> 00:08:34.897 Güney Kutbu'ndan götürülmek üzere bekliyor. 00:08:34.897 --> 00:08:38.929 Ancak Güney Kutbunda da bir kutup var 00:08:38.929 --> 00:08:42.325 ve oraya yaya olarak, yardım almadan, 00:08:42.325 --> 00:08:43.971 destek almadan, en zor rotadan, 00:08:43.971 --> 00:08:46.316 1.500 kilometreye rekor sürede, tarihte herkesten 00:08:46.316 --> 00:08:48.364 daha fazla yük taşıyarak ulaştık. 00:08:48.364 --> 00:08:50.333 Eğer orada durup eve uçsaydık, 00:08:50.333 --> 00:08:53.467 ki bu fazlasıyla akıllıca bir şey olurdu, 00:08:53.467 --> 00:08:55.348 o zaman benim konuşmam burada biterdi 00:08:55.348 --> 00:08:57.958 ve bu şekilde biterdi. NOTE Paragraph 00:08:58.938 --> 00:09:03.743 Eğer çevrenizde doğru ekibiniz, doğru araçlarınız, doğru teknolojiniz varsa, 00:09:03.743 --> 00:09:07.481 eğer yeterli derecede kendinize inancınız ve yeterli azminiz varsa, 00:09:07.481 --> 00:09:10.926 o zaman her şey mümkündür. NOTE Paragraph 00:09:12.656 --> 00:09:15.289 Sonra geri döndük 00:09:15.289 --> 00:09:18.048 ve o zaman işler ilginçleşmeye başladı. 00:09:18.048 --> 00:09:21.932 Güney Kutbu düzlüğünün tepesinde, 10.000 fit üzerinde, 00:09:21.932 --> 00:09:24.841 çok rüzgârlı, çok soğuk, çok kuruydu, biz de bitap düşmüştük. 00:09:24.841 --> 00:09:26.711 35 maraton geçirmiştik, 00:09:26.711 --> 00:09:28.297 sadece yarı yolu geçmiştik 00:09:28.297 --> 00:09:30.328 ve elbette güvencemiz vardı, 00:09:30.328 --> 00:09:32.452 kızaklı uçaklar ve uydu telefonları, 00:09:32.452 --> 00:09:36.505 Scott'ın sahip olmadığı canlı, 24 saat takip sinyalleri, 00:09:36.515 --> 00:09:38.257 ancak geriye bakınca, 00:09:38.257 --> 00:09:40.323 güvence hayatımızı kolaylaştırmak yerine, 00:09:40.323 --> 00:09:42.482 her şeyi aslında daha ince 00:09:42.482 --> 00:09:46.337 ayrıntıya indirgeyerek, insanoğlu olarak 00:09:46.337 --> 00:09:50.104 mutlak limitlerimize çok yakın seyretmemize izin verdi. 00:09:50.104 --> 00:09:53.577 Yiyecekle dolu bir kızağı sürüklerken, 00:09:53.577 --> 00:09:56.414 günbegün kendinizi açlık noktasına getirerek 00:09:56.414 --> 00:10:00.676 bitkin düşürmek mükemmel bir işkence şekli. NOTE Paragraph 00:10:00.686 --> 00:10:04.613 Yıllardır sponsorluk tekliflerinde insan dayanıklılığının 00:10:04.613 --> 00:10:07.724 limitlerini zorlamakla ilgili düşünmeden satırlar yazıyordum, 00:10:07.724 --> 00:10:12.136 ancak gerçekte bu durumun içinde olmak çok korkutucu. 00:10:12.136 --> 00:10:14.045 Kutba varmadan önce, iki hafta 00:10:14.045 --> 00:10:17.509 bizi yavaşlatan, neredeyse kalıcı, karşıdan esen rüzgârla karşılaştık. 00:10:17.509 --> 00:10:20.159 Sonuç olarak, yarım erzak yediğimiz birkaç gün oldu. 00:10:20.159 --> 00:10:22.878 Bu yolculuğu yapmak için kızaklarda sınırlı 00:10:22.878 --> 00:10:24.880 yiyeceğimiz vardı, bu yüzden yiyeceği 00:10:24.880 --> 00:10:28.793 yememiz gerekenin yarısı kadar kaloriye düşürerek, bunu esnetmeye çalışıyorduk. 00:10:28.793 --> 00:10:32.412 Sonuç olarak ikimiz de giderek hipoglisemik olduk- 00:10:32.412 --> 00:10:35.236 günlerce düşük kan şekeri seviyelerimiz oldu- 00:10:35.236 --> 00:10:39.994 ve giderek aşırı soğuğa karşı duyarlı hâle geldik. 00:10:39.994 --> 00:10:42.097 Bir akşam hipotermiden neredeyse bayılmak 00:10:42.097 --> 00:10:44.227 üzereyken, Tarka bu fotoğrafımı çekti. 00:10:44.227 --> 00:10:49.035 İkimiz de daha önce hiç yaşamadığımız tekrarlanan hipotermi nöbetleri geçirdik 00:10:49.035 --> 00:10:50.746 ve gerçekten çok güçten düşürücüydü. 00:10:50.746 --> 00:10:54.414 Benim gibi siz de hiç pes etmeyen bir kişi olduğunuzu, 00:10:54.414 --> 00:10:56.670 teslim olmayı reddeceğinizi 00:10:56.670 --> 00:10:58.664 düşünseniz bile, hipotermi size 00:10:58.664 --> 00:11:00.916 fazla bir seçenek bırakmaz. 00:11:00.916 --> 00:11:03.726 Tamamıyla güçsüz hâle gelirsiniz. 00:11:03.726 --> 00:11:06.907 Sarhoş bir çocuk gibi olmaya benziyor. 00:11:06.907 --> 00:11:08.880 Acınacak hâle gelirsiniz. 00:11:08.880 --> 00:11:12.999 Sadece uzanıp bırakmak istediğimi hatırlıyorum. 00:11:12.999 --> 00:11:15.173 Tuhaf, tuhaf bir histi 00:11:15.173 --> 00:11:20.412 ve o dereceye kadar kuvvetten düşmek benim için gerçek bir sürprizdi. NOTE Paragraph 00:11:20.412 --> 00:11:24.894 Sonra yiyeceğimiz tamamen bitti, 00:11:24.894 --> 00:11:27.532 gidiş yolculuğumuzda bıraktığımız 00:11:27.532 --> 00:11:30.217 depoların ilkine 75 kilometre uzaklıktaydık. 00:11:30.217 --> 00:11:31.560 10 depo yiyecek bırakmıştık, 00:11:31.560 --> 00:11:34.277 dönüş yolculuğumuz için yiyecek ve yakıtı sahiden gömmüştük- 00:11:34.277 --> 00:11:37.124 yakıt ocak içindi, böylece su elde etmek için karı eritebiliyorsunuz- 00:11:37.124 --> 00:11:43.361 ve yeniden ikmal uçuşu çağırmak üzere karar almaya mecbur kalmıştım, 00:11:43.361 --> 00:11:47.930 o boşluğu idare etmek için sekiz günlük yiyecek taşıyan kızaklı bir uçak. 00:11:47.930 --> 00:11:51.289 Antarktika'nın diğer tarafından bize ulaşmak 12 saatlerini aldı. NOTE Paragraph 00:11:51.289 --> 00:11:54.998 O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim en zor kararlardan biriydi. 00:11:54.998 --> 00:11:58.474 Az biraz göbekle şimdi burada durarak biraz sahtekâr gibi görünüyorum. 00:11:58.474 --> 00:12:01.314 Son üç haftada 13 kilo aldım. 00:12:01.314 --> 00:12:04.389 O kadar aç kalmak ilginç bir ruhsal yara bıraktı, 00:12:04.389 --> 00:12:08.996 bulabildiğim her otel büfesini temizliyorum. 00:12:08.996 --> 00:12:10.774 (Gülüşmeler) 00:12:10.774 --> 00:12:16.468 Gerçekten oldukça açtık, hem de çok fena. 00:12:16.468 --> 00:12:18.909 O uçağı çağırdığıma bir saniye olsun pişman değilim, 00:12:18.909 --> 00:12:20.911 çünkü burada canlı olarak duruyorum, 00:12:20.911 --> 00:12:22.971 bütün parmaklarım yerinde, bu hikâyeyi anlatıyorum. 00:12:22.971 --> 00:12:27.709 Ancak bu şekilde dışarıdan yardım almak hiçbir zaman planın bir parçası değildi 00:12:27.709 --> 00:12:30.913 ve bu hâlâ egomun mücadele ettiği bir şey. 00:12:30.913 --> 00:12:33.955 Bu sahip olduğum en büyük hayaldi 00:12:33.955 --> 00:12:36.047 ve neredeyse mükemmeldi. NOTE Paragraph 00:12:36.967 --> 00:12:38.648 Kıyıya doğru dönüşte, 00:12:38.648 --> 00:12:40.839 kramponlarımız, buzuldaki o mavi buzun 00:12:40.839 --> 00:12:43.765 üzerinde gidebilmek için botlarımızdaki o çiviler, 00:12:43.765 --> 00:12:45.420 Beardmore'un tepesinde kırıldı. 00:12:45.420 --> 00:12:47.185 Çok kaygan, kaya gibi sert mavi buzun 00:12:47.185 --> 00:12:49.419 üzerinde yokuş aşağı hâlâ 160 kilometre yolumuz vardı. 00:12:49.419 --> 00:12:51.810 Neredeyse her saat tamire ihtiyaçları vardı. 00:12:51.810 --> 00:12:53.761 Ölçek hakkında size bir fikir vermek için, 00:12:53.761 --> 00:12:56.758 bu Beardmore Buzulu'nun girişine doğru bir bakış. 00:12:56.758 --> 00:13:00.233 Manhattan'ın tamamını ufuktaki boşluğa sığdırabilirsiniz. 00:13:00.233 --> 00:13:03.447 Bu Hope Dağı ve Kyffin Dağı arası 30 kilometredir. 00:13:03.447 --> 00:13:09.070 Kendimi hiçbir zaman Antarktika'daki kadar küçük hissetmedim. 00:13:10.260 --> 00:13:11.975 Buzulun ağzına geldiğimizde, 00:13:11.975 --> 00:13:16.431 taze karın düzinelerce derin yarığı gizlediğini gördük. 00:13:16.431 --> 00:13:19.381 Shackleton'ın adamlarından biri bu türde bir alanı geçmenin, 00:13:19.381 --> 00:13:24.375 bir tren garının cam tavanı üzerinde yürümek gibi olduğunu anlatmış. 00:13:24.375 --> 00:13:27.289 Hatırlayabildiğimden daha fazla sayıda düştük, 00:13:27.289 --> 00:13:30.721 çoğunlukla karın içinde sadece kayak veya bot giydik. 00:13:30.721 --> 00:13:33.324 Arada sırada koltuk altlarımıza kadar içeri girdik, 00:13:33.324 --> 00:13:36.127 ama şükür ki ondan daha derine değil. NOTE Paragraph 00:13:38.317 --> 00:13:40.947 Beş haftadan daha kısa zaman önce, 105 gün sonra 00:13:40.947 --> 00:13:44.522 o tuhaf bir şekilde talihsiz olan bitiş çizgisini geçtik, 00:13:44.522 --> 00:13:47.544 Antarktika'nın Yeni Zelanda tarafındaki Ross Adası kıyısı. 00:13:47.544 --> 00:13:49.694 Ön taraftaki buzu 00:13:49.694 --> 00:13:52.556 ve onun arkasındaki pürüzlü kayayı görebilirsiniz. 00:13:52.556 --> 00:13:56.358 Arkamızda yaklaşık 3.000 kilometrelik bozulmamış kayak pisti duruyor. 00:13:56.358 --> 00:13:58.866 Şimdiye kadar yapılan en uzun yaya yolculuğunu yaptık, 00:13:58.866 --> 00:14:03.256 on yıldır yapmayı hayal ettiğim bir şey. NOTE Paragraph 00:14:03.256 --> 00:14:05.271 Geçmişe bakınca, 00:14:05.271 --> 00:14:07.666 yıllardır hedeflerin önemi, 00:14:07.666 --> 00:14:09.248 azim ve kendine inanmakla ilgili 00:14:09.248 --> 00:14:11.367 söylediğim şeylerin 00:14:11.367 --> 00:14:14.809 arkasında duruyorum, 00:14:14.809 --> 00:14:19.520 ancak bütün yetişkin hayatın boyunca 00:14:19.520 --> 00:14:23.432 kendini adadığın, hep meşgul olduğun amaca 00:14:23.432 --> 00:14:26.750 ulaşınca ne olduğu konusuna pek kafa yormadığımı itiraf edeceğim 00:14:26.750 --> 00:14:30.330 ve gerçek şu ki, hâlâ biraz bunu bulmaya çalışıyorum. 00:14:30.330 --> 00:14:33.931 Söylediğim gibi, oralarda olduğuma dair çok az yapay işaret var. 00:14:33.931 --> 00:14:35.382 13 kilo aldım. 00:14:35.382 --> 00:14:38.910 Belli belirsiz, şimdi muhtemelen makyajla kapanmış soğuk ısırması izlerim var. 00:14:38.910 --> 00:14:42.383 Burnumda bir tane, her bir yanağımda, gözlüklerin olduğu yerde bir tane var, 00:14:42.383 --> 00:14:47.128 ancak içeride gerçekten de çok farklı bir insanım. 00:14:47.128 --> 00:14:49.625 Dürüst olmak gerekirse, 00:14:49.625 --> 00:14:54.800 Antarktika beni öylesine çok zorladı ve alçakgönüllü yaptı ki, 00:14:54.800 --> 00:14:58.503 bunu bir gün kelimelere döküp dökemeyeceğimden emin değilim. 00:14:58.503 --> 00:15:02.603 Düşüncelerimi bir araya getirmekte hâlâ zorlanıyorum. 00:15:02.603 --> 00:15:06.248 Burada durup bu hikâyeyi anlatmam, 00:15:06.248 --> 00:15:11.026 hepimizin istekle, tutkuyla, 00:15:11.026 --> 00:15:13.180 katışıksız inatla, 00:15:13.180 --> 00:15:15.342 vazgeçmeyi reddetmekle, 00:15:15.342 --> 00:15:16.857 büyük şeyler başarabileceğine, 00:15:16.857 --> 00:15:19.813 Sting'in söylediği gibi eğer bir şeyi yeterince çok 00:15:19.813 --> 00:15:22.884 hayal edersen mutlaka olacağına dair bir kanıt. 00:15:22.884 --> 00:15:26.230 Ama aynı zamanda burada durup şöyle diyorum, 00:15:26.230 --> 00:15:32.211 yolculuğun hedeften daha önemli olduğu hakkındaki klişeyi biliyorsunuz. 00:15:32.211 --> 00:15:35.532 Bunda bir şeyler var. 00:15:35.532 --> 00:15:37.901 Varış çizgisine yaklaştıkça, 00:15:37.901 --> 00:15:41.657 o pürüzlü, kayalık Ross Adası kıyılarına, 00:15:41.657 --> 00:15:45.068 bu çok uzun, çok zor yürüyüşün 00:15:45.068 --> 00:15:49.059 bana belki de öğrettiği en büyük ders, 00:15:49.559 --> 00:15:53.401 mutluluğun bir bitiş çizgisi olmadığıdır. 00:15:53.401 --> 00:15:58.194 Biz insanlar için birçoğumuzun hayal ettiği mükemmelliğin 00:15:58.194 --> 00:16:02.000 hiçbir zaman tamamen ulaşılabilir olamayabilir. 00:16:02.520 --> 00:16:05.900 ve eğer mutlu hissedemez isek, 00:16:05.900 --> 00:16:10.716 burada, bugün, şimdi, yolculuklarımızda, 00:16:10.716 --> 00:16:15.184 hepimizin içinde yaşadığı karmaşanın ve mücadelenin, 00:16:15.184 --> 00:16:17.904 açık döngülerin, "yarısı bitmiş yapılacaklar listeleri"nin, 00:16:17.904 --> 00:16:20.756 "bir dahaki seferlere daha iyi olacak"ların ortasında, 00:16:20.756 --> 00:16:23.245 hiçbir zaman bunu hissedemeyebiliriz. NOTE Paragraph 00:16:24.055 --> 00:16:27.631 Bir sürü insan bundan sonra ne yapacağımı sordu. 00:16:27.631 --> 00:16:34.629 Şu an sadece kendime geliyor olmakla ve otel büfelerinin önünde çok mutluyum. 00:16:34.629 --> 00:16:38.982 Ancak Bob Hope'un dediği gibi, 00:16:38.982 --> 00:16:41.278 çok mütevazı hissediyorum, 00:16:41.278 --> 00:16:45.347 ama kanımca bununla savaşacak kadar güçlü kişiliğim var. (Gülüşmeler) NOTE Paragraph 00:16:45.347 --> 00:16:47.297 Teşekkürler. NOTE Paragraph 00:16:47.297 --> 00:16:50.975 (Alkış)