WEBVTT 00:00:00.560 --> 00:00:04.336 Sizinle küresel mülteci krizi hakkında konuşacağım 00:00:04.360 --> 00:00:08.176 ve amacım size bu krizin 00:00:08.200 --> 00:00:10.800 çözümlenemez değil, yönetilebilir olduğunu 00:00:11.200 --> 00:00:16.496 ve size bu konunun ön saflardaki mülteciler kadar 00:00:17.280 --> 00:00:20.520 bizler ve kim olduğumuz hakkında da bir dava olduğunu anlatacağım. NOTE Paragraph 00:00:21.320 --> 00:00:24.136 Bu konu benim için, sadece mültecilere destek olan bir STÖ 00:00:24.160 --> 00:00:29.096 yönetmemden kaynaklı bir profesyönel yükümlülük değil. 00:00:29.120 --> 00:00:30.320 Bu konu kişisel. NOTE Paragraph 00:00:31.320 --> 00:00:33.120 Bu resmi çok seviyorum. 00:00:33.920 --> 00:00:36.016 Sağdaki o çok yakışıklı adam, 00:00:36.040 --> 00:00:37.240 o ben değilim. 00:00:37.760 --> 00:00:41.336 O benim babam Ralph, 1940'ta Londra'da 00:00:41.360 --> 00:00:43.160 babası Samuel ile birlikteyken. 00:00:43.920 --> 00:00:46.416 Belçika'dan gelen Yahudi mültecilerdiler. 00:00:46.440 --> 00:00:49.760 Naziler işgâle başladıkları gün kaçmışlardı. 00:00:50.600 --> 00:00:52.034 Bu resmi de çok seviyorum. 00:00:52.640 --> 00:00:54.800 Bir grup mülteci çocuğun 00:00:55.480 --> 00:00:58.160 Polonya'dan İngiltere'ye 1946'da varışları. 00:00:59.000 --> 00:01:02.080 Ortadaki benim annem, Marion. 00:01:02.640 --> 00:01:05.656 12 yaşında, yeni bir hayata, 00:01:05.680 --> 00:01:07.176 yeni bir ülkede 00:01:07.200 --> 00:01:08.456 tek başına 00:01:08.480 --> 00:01:10.210 başlaması için gönderilmiş. 00:01:10.920 --> 00:01:12.536 Şunu biliyorum: 00:01:12.560 --> 00:01:15.816 Eğer İngiltere 1940'larda 00:01:15.840 --> 00:01:17.290 mültecileri kabul etmeseydi, 00:01:17.800 --> 00:01:20.880 kesinlikle bugün burada olamayacaktım. NOTE Paragraph 00:01:22.240 --> 00:01:26.360 Fakat bundan 70 yıl sonra, tarih yine tekerrür ediyor. 00:01:26.840 --> 00:01:29.856 Duvarların örülüşünün sesini, 00:01:29.880 --> 00:01:32.376 kin dolu siyasi konuşmaları, 00:01:32.400 --> 00:01:36.080 insani değerlerin ve prensiplerin yakılışını, 00:01:36.760 --> 00:01:40.656 bundan daha 70 yıl önce savaş mağdurlarının 00:01:40.680 --> 00:01:45.320 ülkesizliğine ve umutsuzluğuna çare olan ülkelerde gözlemliyoruz. 00:01:46.600 --> 00:01:49.710 Geçen yıl, her dakikada 24 insan daha 00:01:50.320 --> 00:01:53.656 savaş, şiddet veya zulüm yüzünden 00:01:53.656 --> 00:01:56.656 evinden olmuştu: 00:01:57.160 --> 00:01:59.856 Suriye'de bir yeni kimyasal silah kullanıldığı için, 00:01:59.880 --> 00:02:03.336 Afganistan'da Taliban'ın saldırıları yüzünden, 00:02:03.360 --> 00:02:06.800 Kuzeydoğu Nijerya'da kızların okullardan Boko Haram tarafından 00:02:06.800 --> 00:02:09.800 kaçırıldıkları için. 00:02:09.800 --> 00:02:13.296 Bu insanlar yeni bir ülkeye daha iyi bir hayat kurmak 00:02:13.320 --> 00:02:14.560 için taşınmıyorlar. 00:02:15.190 --> 00:02:16.960 Hayatlarını kurtarmak için kaçıyorlar. NOTE Paragraph 00:02:18.780 --> 00:02:21.510 Dünyadaki en ünlü mültecinin bugün 00:02:21.520 --> 00:02:26.680 size konuşamıyor oluşu büyük bir trajedidir. 00:02:27.240 --> 00:02:28.960 Bu resmi birçoğunuz biliyorsunuzdur. 00:02:29.800 --> 00:02:32.416 Bu resim 2015'te Akdeniz'de ölen 00:02:32.440 --> 00:02:34.536 beş yaşındaki Alan Kurdi'nin 00:02:34.560 --> 00:02:39.016 cansız bedenini gösteriyor. 00:02:39.040 --> 00:02:43.440 O, Avrupa'ya varmaya çalışan 3.700 diğer mülteciyle birlikte öldü. 00:02:44.440 --> 00:02:46.000 Bir sonraki yıl, 2016'da 00:02:46.720 --> 00:02:49.080 5.000 kişi öldü. 00:02:50.840 --> 00:02:52.040 Onlar için artık çok geç, 00:02:53.240 --> 00:02:55.976 ama milyonlarca diğerleri için henüz geç değil. NOTE Paragraph 00:02:56.000 --> 00:02:58.048 Frederick gibi insanlar için geç değil. 00:02:58.640 --> 00:03:02.136 Onunla Nyarugusu mülteci kampında tanıştım. 00:03:02.160 --> 00:03:03.360 Kendisi Burundi'den. 00:03:03.640 --> 00:03:06.296 Eğitimini nerede tamamlayabileceğini öğrenmek istiyordu. 00:03:06.320 --> 00:03:09.416 11 yıllık eğitimini tamamlamış, 12. sınıfı okumak istiyordu. 00:03:09.440 --> 00:03:14.056 Bana dedi ki: ''Dua ederim ki günlerim 00:03:14.080 --> 00:03:15.670 bu mülteci kampında son bulmaz.'' NOTE Paragraph 00:03:16.200 --> 00:03:18.480 Halud için de çok geç değil. 00:03:19.480 --> 00:03:22.176 Ebeveynleri Şam dışında yaşayan 00:03:22.200 --> 00:03:25.000 Filistinli mültecilerdi. 00:03:25.480 --> 00:03:27.006 Mülteci bir aileye doğmuş 00:03:27.040 --> 00:03:29.800 ve şimdi kendisi de Lübnan'da bir mülteci olarak yaşamakta. 00:03:30.520 --> 00:03:34.160 O, şu anda International Rescue Committee'de diğer mültecilere 00:03:34.160 --> 00:03:36.330 yardımcı olmak için çalışıyor, 00:03:36.420 --> 00:03:39.976 fakat gelecek için, nerede ve nasıl olacağı 00:03:40.000 --> 00:03:41.850 hakkında bir güvencesi yok. NOTE Paragraph 00:03:42.400 --> 00:03:46.296 Bu konuşma Frederick ve Halud 00:03:46.320 --> 00:03:48.260 ve onlar gibi olan milyonlar hakkında: 00:03:48.330 --> 00:03:50.916 neden yerlerinden oluyorlar, nasıl hayatta kalıyorlar, 00:03:50.916 --> 00:03:54.720 neye ihtiyaçları var ve bizlere düşen sorumluluklar nedir. 00:03:55.600 --> 00:03:57.240 Şuna gerçekten inanıyorum ki, 00:03:58.440 --> 00:04:01.000 21. yüzyılın en büyük sorusu 00:04:01.760 --> 00:04:04.950 başkalarına olan sorumluluğumuzla ilgilidir. 00:04:05.320 --> 00:04:08.576 Gelecek ''sen,'' başkalarına 00:04:08.600 --> 00:04:10.290 olan sorumluluklarımız hakkındadır. 00:04:10.390 --> 00:04:11.816 Herkesten daha iyi bilirsiniz 00:04:11.840 --> 00:04:15.640 dünya hiç olmadığı kadar bağlantılı, 00:04:16.519 --> 00:04:18.416 fakat en tehlikeli olan 00:04:18.440 --> 00:04:20.959 farklılıklarımıza kafamızı takmış durumda oluşumuz. 00:04:22.000 --> 00:04:24.256 Ve bunu gösteren en iyi örnek ise 00:04:24.280 --> 00:04:26.240 mültecilere nasıl davrandığımızdır. NOTE Paragraph 00:04:26.840 --> 00:04:29.776 İşte size gerçekler: 65 milyon insan 00:04:29.800 --> 00:04:33.016 geçtiğimiz yıl evinden şiddet ve zulüm gördükleri için ayrıldı. 00:04:33.040 --> 00:04:34.776 Eğer bu bir ülke olsaydı, 00:04:34.800 --> 00:04:38.080 bu nüfusla dünyanın 21. en büyük ülkesi olurdu. 00:04:38.880 --> 00:04:43.776 Bu insanların birçoğu, yaklaşık 40 milyonu kendi ülkelerinde kalıyorlar, 00:04:43.800 --> 00:04:45.376 ama 25 milyonu mülteci oluyor. 00:04:45.400 --> 00:04:48.400 Bu da komşu bir ülkenin sınırını geçtikleri anlamına geliyor. 00:04:49.120 --> 00:04:53.136 Birçoğu fakir ülkelerde yaşıyorlar 00:04:53.160 --> 00:04:56.176 fakir veya orta-düzey gelirli Lübnan gibi ülkelerde, 00:04:56.200 --> 00:04:57.480 Halud'un yaşadığı gibi. 00:04:58.880 --> 00:05:02.840 Lübnan'da, her dört kişiden biri mültecidir, 00:05:03.560 --> 00:05:06.816 yani tüm nüfusun dörtte biri kadar. NOTE Paragraph 00:05:06.840 --> 00:05:08.936 Ve mülteciler uzun zaman kalıyorlar. 00:05:08.960 --> 00:05:11.056 Ortalama evsiz kalışları 00:05:11.080 --> 00:05:12.280 10 yıl. 00:05:13.320 --> 00:05:17.680 Dünya'daki en büyük mülteci kampına, doğu Kenya'daki 00:05:18.080 --> 00:05:19.296 Dadaab'a gittim. 00:05:19.320 --> 00:05:21.456 1991-1992'de 00:05:21.480 --> 00:05:25.400 sivil savaştan kaçan Somalililer için, ''geçici bir kamp'' olarak kurulmuştu. 00:05:25.920 --> 00:05:27.240 Silo ile tanıştım. 00:05:27.720 --> 00:05:30.536 Toy bir şekilde Silo'ya şunu sordum: 00:05:30.560 --> 00:05:33.040 ''Sence evine, Somali'ye geri dönebilecek misin?'' 00:05:33.880 --> 00:05:35.840 O da dedi ki: ''Eve gitmek, ne demek? 00:05:36.320 --> 00:05:37.520 Ben burada doğdum.'' 00:05:38.460 --> 00:05:40.816 Sonra kamp yönetimine kamptaki 330.000 insandan 00:05:40.840 --> 00:05:44.896 kaçının kampta doğduğunu sorduğumda, 00:05:44.920 --> 00:05:46.120 bana şu cevabı verdiler: 00:05:47.160 --> 00:05:48.680 100.000. 00:05:49.840 --> 00:05:52.240 Bu uzun süreli göçmenliğin anlamı. NOTE Paragraph 00:05:53.440 --> 00:05:55.896 Bunun nedenleri derin: 00:05:55.920 --> 00:05:58.299 zayıf devletler, kendi halklarını destekleyemiyor 00:05:58.840 --> 00:06:01.256 ve uluslarası politik sistem 00:06:01.280 --> 00:06:03.560 1945'ten bu yana olduğu en zayıf halde 00:06:04.230 --> 00:06:08.416 ve Müslüman ülkeler arasında teolojik, yönetim farklılıkları 00:06:08.440 --> 00:06:10.770 ve dış dünyayla ilişkilerinde farklılıklar var. 00:06:12.680 --> 00:06:15.856 Bunlar uzun vadeli kuşaksal sorunlar. 00:06:15.880 --> 00:06:18.190 Bu yüzden mülteci krizinin bir eğri olduğunu, 00:06:18.190 --> 00:06:20.360 tek bir nokta olmadığını söylüyorum. 00:06:20.360 --> 00:06:24.896 Ve karmaşık, büyük, geniş, uzun vadeli sorunlarınız olduğunda, 00:06:24.920 --> 00:06:27.220 yapılabilecek hiçbirşey olmadığını düşünüyorlar. NOTE Paragraph 00:06:28.120 --> 00:06:30.240 Papa Francis İtalya kıyısı Lampedusa'ya 00:06:31.360 --> 00:06:32.936 2014 yılında gittiğinde, 00:06:32.960 --> 00:06:36.256 hepimizi ve küresel nüfusu ''küresel duyarsızlıkla'' 00:06:36.280 --> 00:06:39.720 suçlamıştı. 00:06:40.760 --> 00:06:41.976 Bu ağır bir itham. 00:06:42.000 --> 00:06:45.440 Kalplerimizin taş kesildiği anlamına geliyor. 00:06:46.560 --> 00:06:48.376 Ben bilmiyorum, bunu siz bana anlatın. 00:06:48.400 --> 00:06:52.280 Papa'yla tartışmak, hele TED gibi bir yerde uygun olur mu? 00:06:52.880 --> 00:06:54.296 Ama bence bu doğru değil. 00:06:54.320 --> 00:06:56.416 Bence insanlar bir farklılık yapmak istiyor, 00:06:56.440 --> 00:07:00.136 ama sadece bu krize bir çözüm olup olmadığını bilmiyorlar. 00:07:00.160 --> 00:07:01.976 Bugün size söylemek istediğim, 00:07:02.000 --> 00:07:03.620 sorunlarımız ne kadar gerçekse, 00:07:03.620 --> 00:07:05.818 çözümlerimizin de o kadar gerçek olduğudur. NOTE Paragraph 00:07:05.818 --> 00:07:07.136 Birinci çözüm: 00:07:07.160 --> 00:07:10.736 Mülteciler yaşadıkları ülkelerde işe girmeliler 00:07:10.760 --> 00:07:14.016 ve yaşadıkları ülkelerin de bu ekonomik desteğe ihtiyacı var. 00:07:14.040 --> 00:07:16.070 2014'te Uganda'da bir araştırma yapıldı: 00:07:16.680 --> 00:07:19.576 Başkent Kampala'daki mültecilerin yüzde 80i 00:07:19.600 --> 00:07:22.336 çalıştıkları için insani yardıma ihtiyaç duymuyordu. 00:07:22.360 --> 00:07:24.099 İş bulmaları için desteklenmişlerdi. NOTE Paragraph 00:07:24.400 --> 00:07:26.176 İkinci çözüm: 00:07:26.200 --> 00:07:30.106 eğitim uzun süre göçmen olmuş çocukların hayatında 00:07:30.106 --> 00:07:31.920 bir lüks değil bir yaşam kaynağıdır. 00:07:33.480 --> 00:07:37.576 Çocuklar kendilerine gerekli sosyal ve duygusal destek verildiğinde 00:07:37.600 --> 00:07:39.336 okur yazarlığa ek olarak, canlanıyorlar. 00:07:39.360 --> 00:07:40.560 Bunu kendim gözlemledim. 00:07:42.680 --> 00:07:46.016 Tüm dünyadaki mülteci çocuk nüfusunun yarısı 00:07:46.040 --> 00:07:48.016 ilkokul çağında fakat eğitim alamıyor 00:07:48.040 --> 00:07:51.416 ve dörtte üçü orta okul yaşında fakat eğitim alamıyor. 00:07:51.440 --> 00:07:52.640 Bu delilik. NOTE Paragraph 00:07:53.760 --> 00:07:56.256 Üçüncü çözüm: 00:07:56.280 --> 00:07:59.736 çoğu mülteciler şehirlerde yaşıyor, kamplarda değil. 00:07:59.760 --> 00:08:02.416 Eğer sen veya ben bir şehirde mülteci olsak ne isterdik? 00:08:02.440 --> 00:08:05.440 Paraya ihtiyaç duyardık, kiramızı ödemek veya elbise almak için. 00:08:06.600 --> 00:08:08.776 Bu insani yardım sisteminin geleceğidir 00:08:08.800 --> 00:08:10.176 ya da büyük bir kısmıdır: 00:08:10.200 --> 00:08:12.856 insanlara nakit verin, ve mültecilerin gücünü arttırın 00:08:12.880 --> 00:08:15.076 böylece lokal ekonomiye de faydanız dokunur. NOTE Paragraph 00:08:15.076 --> 00:08:16.856 Dördüncü bir çözüm daha var, 00:08:16.880 --> 00:08:19.616 bu daha tartışmalı, ama konuşulması gerekiyor. 00:08:19.640 --> 00:08:23.136 En savunmasız mültecilere yeni bir başlangıç hakkı sunulmalı 00:08:23.160 --> 00:08:25.240 ve yeni bir ülkede yeni bir hayat verilmeli, 00:08:26.120 --> 00:08:27.320 Batı da dahil. 00:08:28.080 --> 00:08:31.640 Bu rakamlar çok küçük, yüz binlerden bahsediyoruz, 00:08:32.320 --> 00:08:35.000 milyonlardan değil, ama sembolizmi kocaman. 00:08:35.880 --> 00:08:38.576 Trump hükümetinin teklif ettiği gibi 00:08:38.600 --> 00:08:40.576 zaman mültecileri yasaklama zamanı değil. 00:08:40.576 --> 00:08:43.640 Zaman, terör kurbanlarına kucak açma zamanı. 00:08:44.159 --> 00:08:45.376 Ve şunu hatırlayın -- NOTE Paragraph 00:08:45.400 --> 00:08:49.460 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:08:52.480 --> 00:08:56.216 ''Düzgün seçildiler mi?'' sorusunu soranlar olunca, 00:08:56.240 --> 00:08:59.440 bunun çok mantıklı ve iyi bir soru olduğunu hatırlayın. 00:09:00.270 --> 00:09:04.416 Gerçek o ki, yerleşmeye gelen mülteciler, ülkelerimize gelen diğer 00:09:04.440 --> 00:09:08.096 nüfus gruplarına oranla daha düzgün seçiliyorlar. 00:09:08.120 --> 00:09:10.366 Yani bu hernekadar da makul bir soru olsa da, 00:09:10.366 --> 00:09:14.160 mülteci, terörist anlamına gelen bir söz değildir. NOTE Paragraph 00:09:15.120 --> 00:09:16.658 Şimdi -- 00:09:16.658 --> 00:09:17.658 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:09:19.520 --> 00:09:20.590 Peki mülteciler işe giremeyince, 00:09:20.590 --> 00:09:23.173 çocuklarını okula gönderemeyince, paraları olmadığında, NOTE Paragraph 00:09:23.173 --> 00:09:24.656 yasal yoldan umutlarına 00:09:24.656 --> 00:09:26.026 erişemediklerinde ne olur? 00:09:26.026 --> 00:09:30.100 Olan şu, daha riskli yolculuklara çıkarlar. 00:09:30.150 --> 00:09:31.780 İki yıl önce Yunanistan'ın güzel 00:09:31.780 --> 00:09:34.780 Midilli adasına gittim. 00:09:34.780 --> 00:09:36.706 90.000 nüfusu var. 00:09:36.706 --> 00:09:40.556 Bir yılda, 500.000 mülteci bu adaya uğradı. 00:09:40.596 --> 00:09:43.050 Size adanın kuzeyinde araba sürerken 00:09:43.050 --> 00:09:46.366 gördüklerimi göstermek istiyorum: 00:09:46.520 --> 00:09:50.260 sahile varmış insanların can yeleklerinden bir yığın. 00:09:50.260 --> 00:09:52.020 Daha yakından baktığımda, 00:09:52.020 --> 00:09:53.846 çocuklar için küçük sarı 00:09:53.846 --> 00:09:56.216 can yelekleri vardı. 00:09:56.464 --> 00:09:57.840 Ve şu resmi çektim. 00:09:58.520 --> 00:09:59.500 Muhtemelen yazıları 00:09:59.500 --> 00:10:01.896 okuyamıyorsunuz, ama ben sizin yerinize okuyayım: 00:10:01.896 --> 00:10:04.710 ''Dikkat: Boğulmaya karşı korumaz.'' 00:10:05.920 --> 00:10:07.480 Yani 21. yüzyılda, 00:10:08.440 --> 00:10:10.696 çocuklara Avrupa'ya güvene ulaşmaları için 00:10:10.720 --> 00:10:12.856 can yelekleri veriliyor, hem de bu ceketlerin 00:10:12.880 --> 00:10:16.216 onları oraya götüren botlardan düşmeleri halinde 00:10:16.240 --> 00:10:18.840 hayatlarını kurtarmayacağı halde. NOTE Paragraph 00:10:20.800 --> 00:10:24.200 Bu bir kriz değil, bu bir sınav. 00:10:25.760 --> 00:10:28.680 Bu medeniyetlerin çağlar boyunca karşılaştığı bir sınav. 00:10:29.560 --> 00:10:31.120 İnsanlığımızın sınavı. 00:10:32.000 --> 00:10:34.296 Batı dünyasındaki bizlerin kim olduğumuzun 00:10:34.320 --> 00:10:36.520 ve neleri savunduğumuzun sınavı. 00:10:39.160 --> 00:10:41.990 Karakterimizin sınavı, sadece politikalarımızın değil. 00:10:42.960 --> 00:10:45.136 Ve mülteciler çok zor bir konudur. 00:10:45.160 --> 00:10:47.480 Dünya'nın çok uzak yerlerinden geliyorlar. 00:10:48.160 --> 00:10:49.600 Travmalar atlatıyorlar. 00:10:50.080 --> 00:10:52.176 Genellikle farklı bir dinden oluyorlar. 00:10:52.200 --> 00:10:55.376 Bunlar mültecilere yardım etmememiz için değil, 00:10:55.400 --> 00:10:57.380 yardım etmemiz için olan nedenler. 00:10:57.400 --> 00:11:00.600 Kendimiz hakkında anlattıkları için yardım etmeliyiz. 00:11:02.480 --> 00:11:04.320 Bizim değerlerimizi yansıtıyor. 00:11:05.120 --> 00:11:10.080 Empati ve özgecilik medeniyetin iki temelidir. 00:11:11.320 --> 00:11:13.736 Empati ve özgeselliği harekete dökün 00:11:13.760 --> 00:11:16.000 ve bir ahlak temeline göre yaşayalım. NOTE Paragraph 00:11:16.960 --> 00:11:19.216 Ve modern günümüzde hiçbir mazaretimiz yok. 00:11:19.240 --> 00:11:23.336 Juba, Güney Sudan'da veya Halep, Suriye'de neler olduğunu 00:11:23.360 --> 00:11:24.936 bilmediğimizi söyleyemeyiz. 00:11:24.960 --> 00:11:27.856 Orda, elimizdeki 00:11:27.880 --> 00:11:29.256 telefonun içinde. 00:11:29.280 --> 00:11:31.856 Cahillik bir mazaret değildir. 00:11:31.880 --> 00:11:36.280 Yardım etmezsek, vicdan pusulamızın olmadıdığını gösteririz. NOTE Paragraph 00:11:37.080 --> 00:11:40.160 Ayrıca, tarihimizi bilip bilmediğimizi de gösterir. 00:11:40.960 --> 00:11:43.456 Mültecilerin dünyada haklarının olmasının nedeni 00:11:43.480 --> 00:11:46.256 olağanüstü Batı devlet adamları ve kadınlarının 00:11:46.280 --> 00:11:49.136 İkinci Dünya Savaşı sonrasında gösterdiği olağanüstü liderlik 00:11:49.136 --> 00:11:51.130 sayesinde evrensel insan haklarımız var. 00:11:51.640 --> 00:11:55.430 Mültecilerin sığınma haklarını çöpe atın ve kendi tarihimizi çöpe atmış oluruz. 00:11:56.400 --> 00:11:57.616 Bu-- NOTE Paragraph 00:11:57.640 --> 00:11:59.336 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:11:59.360 --> 00:12:03.376 Bu ayrıca demokrasierin diktatörlüklerden 00:12:03.400 --> 00:12:05.656 farkını da göstermektedir. 00:12:05.990 --> 00:12:08.770 Kaç tane politikacıyı şunu söylerken duydunuz: 00:12:08.770 --> 00:12:13.080 ''Biz örnek oluşumuzun gücüne inanıyoruz, gücümüzün örnek oluşuna değil.'' 00:12:13.600 --> 00:12:17.280 Demek istedikleri şey, neleri savunduğumuz attığımız bombalardan daha önemli. 00:12:18.360 --> 00:12:20.160 Mülteciler sığınma arıyor 00:12:20.800 --> 00:12:24.640 Batıyı umut ve güven kaynağı olarak görüyorlar. 00:12:26.720 --> 00:12:28.640 Ruslar, İranlılar 00:12:29.480 --> 00:12:31.776 Çinliler, Eritreliler, Kübalılar 00:12:31.800 --> 00:12:34.720 Batı'ya, güvenlikleri için geldiler. 00:12:35.480 --> 00:12:37.320 Bundan canımız pahasına vazgeçiyoruz. NOTE Paragraph 00:12:38.120 --> 00:12:40.376 Hakkımızda, söylediği bir diğer şey ise: 00:12:40.400 --> 00:12:43.084 hatalarımızdan öğrenecek kadar mütevazi olup olmadığımız. 00:12:43.324 --> 00:12:45.176 Ben dünyadaki tüm sorunların 00:12:45.200 --> 00:12:48.536 Batı'nın eseri olduğuna inanan insanlardan değilim. 00:12:48.560 --> 00:12:49.776 Çünkü değiller. 00:12:49.800 --> 00:12:52.160 Ama hata yaptığımızda bunu kabul etmeliyiz. 00:12:52.880 --> 00:12:55.376 Amerika'nın diğer ülkelerden daha çok Vietnamlı 00:12:55.400 --> 00:12:57.656 mülteci kabul edişi 00:12:57.680 --> 00:13:00.960 bir raslantı değil. 00:13:01.960 --> 00:13:03.160 Bu tarihini anlatır. 00:13:04.200 --> 00:13:06.880 Ama daha yakın tarihte, Irak ve Afganistan var. 00:13:07.560 --> 00:13:11.296 Dış politika hatalarını insani yardımla, 00:13:11.320 --> 00:13:12.896 telafi edemezsiniz, 00:13:12.920 --> 00:13:16.816 ama birşeyi kırdığınızda, düzeltmekle mükellefsiniz 00:13:16.840 --> 00:13:19.710 ve bu da artık bizim sorumluluğumuz. NOTE Paragraph 00:13:21.310 --> 00:13:23.540 Hatırlıyor musunuz, konuşmamın başında size, 00:13:23.540 --> 00:13:26.406 mülteci krizinin yönetilebilir olduğunu, çözülemez olmadığını 00:13:26.406 --> 00:13:28.030 anlatmak istediğimi söylemiştim? 00:13:29.040 --> 00:13:31.656 Bu gerçek. Sizlerin daha değişik düşünmenizi istiyorum, 00:13:31.680 --> 00:13:34.400 ama ayrıca birşeyler yapmanızı da istiyorum. 00:13:35.680 --> 00:13:37.856 Eğer bir işveren iseniz, 00:13:37.880 --> 00:13:39.080 mültecileri çalıştırın. 00:13:40.440 --> 00:13:43.256 Eğer bu argümanlardan ikna olmuşsanız önyargılara saldırın 00:13:43.280 --> 00:13:45.036 eğer aileniz, arkadaşlarınız veya 00:13:45.036 --> 00:13:46.910 meslektaşlarınız bunları tekrarlıyorsa. 00:13:48.440 --> 00:13:50.696 Eğer paranız varsa, tüm dünyada 00:13:50.720 --> 00:13:53.866 mültecilerin hayatlarını değiştirmeye çalışan vakıflara bağışlayın. 00:13:53.866 --> 00:13:55.230 Eğer bir vatandaşsanız, 00:13:56.040 --> 00:13:58.966 bahsettiğim çözümleri pratiğe dökecek siyasetçilere 00:13:58.966 --> 00:14:02.016 oy verin. NOTE Paragraph 00:14:02.040 --> 00:14:06.256 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:14:06.280 --> 00:14:09.696 Yabancılara olan sorumluluğumuzu 00:14:09.860 --> 00:14:12.396 küçük ve büyük, 00:14:12.410 --> 00:14:14.500 kahramanca ve sıradan gösterebiliriz. 00:14:15.800 --> 00:14:17.200 1942'de 00:14:18.600 --> 00:14:20.976 halam ve büyükannem Belçika'da Alman 00:14:21.000 --> 00:14:22.490 işgali altında yaşıyorlardı. 00:14:24.000 --> 00:14:25.600 Nazi yetkililerinden 00:14:26.360 --> 00:14:30.200 Brüksel Tren İstasyonuna gitmelerini söyleyen bir celp almışlardı. 00:14:32.280 --> 00:14:35.360 Büyükannem hemen birşeylerin doğru olmadığını hissetti. 00:14:36.720 --> 00:14:39.216 Akrabalarına Brüksel tren istasyonuna 00:14:39.240 --> 00:14:41.360 gitmemeleri için yalvardı. 00:14:42.240 --> 00:14:43.800 Akrabaları ona 00:14:45.440 --> 00:14:48.216 ''Eğer gitmezsek, Bize denileni yapmazsak 00:14:48.240 --> 00:14:49.907 o zaman başımız belaya girer.'' 00:14:50.760 --> 00:14:52.696 Tren istasyonuna giden akrabalarına 00:14:52.720 --> 00:14:55.244 neler olduğunu tahmin edebiliyorsunuz. 00:14:56.160 --> 00:14:57.646 Onları bir daha görmediler. 00:14:58.160 --> 00:14:59.800 Ama büyükannem ve halam, 00:15:00.720 --> 00:15:03.256 güney Brüksel'de 00:15:03.280 --> 00:15:05.400 bir on yıl kadar önce tatile gittikleri 00:15:05.720 --> 00:15:09.256 küçük bir köye gittiler 00:15:09.280 --> 00:15:12.936 ve yerli Katolik çiftçi Mösyö Maurice'in 00:15:12.960 --> 00:15:15.040 kapısını çalıp, 00:15:15.840 --> 00:15:17.880 onları içeri almalarını istemişler. 00:15:18.880 --> 00:15:20.536 O da kabul etmiş. 00:15:20.560 --> 00:15:22.280 Ve savaşın sonuna kadar 00:15:22.920 --> 00:15:26.520 o köyde 17 yahudinin yaşadığını öğrendim. NOTE Paragraph 00:15:28.360 --> 00:15:30.336 Gençken halama sormuştum 00:15:30.360 --> 00:15:32.810 ''Beni Mösyö Maurice'le tanıştırabilir misin?'' 00:15:33.400 --> 00:15:36.616 ''Evet götürebilirim. Halâ hayatta. Haydi onu görmeye gidelim.'' 00:15:36.640 --> 00:15:38.440 Sanırım 83 veya 84 yılıydı, 00:15:39.320 --> 00:15:40.696 onu görmeye gittik. 00:15:40.720 --> 00:15:43.536 Ve sanırım sadece gençlerin 00:15:43.560 --> 00:15:44.816 sorabileceği bir şekilde 00:15:44.840 --> 00:15:48.296 onunla tanıştığımda 00:15:48.320 --> 00:15:49.520 gri saçlı bir centilmendi, 00:15:51.160 --> 00:15:52.720 dedim ki '' Neden bunu yaptın? 00:15:53.400 --> 00:15:56.160 Neden bu riski aldın?'' 00:15:57.240 --> 00:15:58.976 Omuzlarını silkip bana baktı ve 00:15:59.000 --> 00:16:00.520 bana Fransızca cevap verdi, 00:16:01.240 --> 00:16:02.576 ''On doit.'' 00:16:02.600 --> 00:16:03.800 ''Mecbursun.'' 00:16:04.280 --> 00:16:06.520 Bu özünden geliyordu. 00:16:07.120 --> 00:16:08.376 Doğaldı. 00:16:08.400 --> 00:16:12.616 Anlatmaya çalıştığım bunun, bizim özümüzden geliyor olması gerektiği. 00:16:12.640 --> 00:16:13.840 Kendinize deyin ki, 00:16:15.080 --> 00:16:17.576 bu mülteci sorunu yönetilebilir, 00:16:17.600 --> 00:16:19.176 çözülemez değil 00:16:19.200 --> 00:16:20.520 ve hepimizin 00:16:21.320 --> 00:16:25.216 bunu sağlamakta kişisel sorumluluğu var. 00:16:25.240 --> 00:16:29.416 Çünkü bu bizlerin ve değerlerimizin kurtuluşuna dair olduğu kadar 00:16:29.440 --> 00:16:32.296 mültecilerin ve hayatlarının da kurtuluşu demektir. NOTE Paragraph 00:16:32.320 --> 00:16:33.616 Gerçekten çok teşekkürler. NOTE Paragraph 00:16:33.640 --> 00:16:38.650 (Alkışlar) NOTE Paragraph 00:16:44.940 --> 00:16:48.216 Bruno Giussani: David, teşekkürler. David Miliband: Teşekkür ederim. NOTE Paragraph 00:16:48.246 --> 00:16:49.576 BN: Bunlar güçlü tavsiyeler 00:16:49.600 --> 00:16:52.776 ve senin bireysel sorumluluk çağrın da çok güçlü 00:16:52.800 --> 00:16:55.016 ama bir düşünce beni endişelendiriyor. O da şu: 00:16:55.040 --> 00:16:59.056 Senin deyiminle ''olağanüstü Batı liderliği'nden'' bahsettin, 00:16:59.080 --> 00:17:00.936 yani 60 yıl kadar önce 00:17:00.960 --> 00:17:03.016 insan hakları hakkında görüşmeleri 00:17:03.040 --> 00:17:05.760 mülteci konvansiyonlarına vs. götüren liderlik. 00:17:07.240 --> 00:17:09.616 Bu liderlik, büyük bir travma sonrası 00:17:09.640 --> 00:17:13.616 ve karşılıklı mutabakata bağlı bir politik ortamda oluştu, 00:17:13.640 --> 00:17:15.776 ve şimdi bölünmüş bir siyasi ortamdayız. 00:17:15.800 --> 00:17:18.536 Ve aslında mülteciler de bu bölücü konulardan biri. 00:17:18.560 --> 00:17:20.520 Peki günümüzde liderlik nereden gelecek? NOTE Paragraph 00:17:21.160 --> 00:17:23.616 DM: Sanırım dediğin gibi 00:17:23.640 --> 00:17:26.040 savaşın düzdüğü bir liderliğin 00:17:26.760 --> 00:17:29.016 barışın düzdüğü bir liderlikten 00:17:29.040 --> 00:17:30.796 farklı bir mizacı farklı bir temposu 00:17:30.796 --> 00:17:33.000 ve farklı bir bakışı vardır. 00:17:33.560 --> 00:17:37.296 Bu yüzden benim yanıtım, liderliğin aşağıdan gelmesi derektiğidir, 00:17:37.320 --> 00:17:38.776 yukarıdan değil. 00:17:38.800 --> 00:17:42.136 Yani, bu hafta konferansta süregelen bir tema 00:17:42.160 --> 00:17:45.976 gücün demokratikleşmesi hakkındaydı. 00:17:46.000 --> 00:17:48.176 Demokrasilerimizi korumalıyız, 00:17:48.200 --> 00:17:51.106 ama aynı zamanda kendi demokrasilerimizi aktifleştirmeliyiz. 00:17:51.106 --> 00:17:52.536 Ve insanlar bana 00:17:52.560 --> 00:17:54.416 ''Mültecilere karşı bir akım var,'' 00:17:54.440 --> 00:17:55.696 dediği zaman yanıtım, 00:17:55.720 --> 00:17:57.816 ''Hayır, ortada bir kutuplaşma var 00:17:57.840 --> 00:17:59.056 ve şu anda 00:17:59.080 --> 00:18:01.200 sadece korkuları olanlar seslerini çıkarıyor 00:18:01.200 --> 00:18:02.616 gururlu olanlar değil.'' 00:18:02.640 --> 00:18:06.616 Yani soruna cevabım, kendimizi mobilize ettiğimiz 00:18:06.640 --> 00:18:08.666 zaman, liderliği desteklemiş, motive etmiş 00:18:08.666 --> 00:18:10.446 ve liderliğe güvence vermiş olacağız. 00:18:10.446 --> 00:18:13.536 Ve liderliği aradığınız zaman, 00:18:13.560 --> 00:18:14.896 aslında kendinize bakıp 00:18:14.920 --> 00:18:16.826 kendi çevrenizdekileri mobilize ederek 00:18:16.826 --> 00:18:19.856 daha farklı bir netice yaratacak şartları yaratmalısınız. NOTE Paragraph 00:18:19.880 --> 00:18:22.656 BG: Teşekkürler, David. TED'e geldiğin için teşekkürler. NOTE Paragraph 00:18:22.656 --> 00:18:25.520 (Alkışlar)